IV. Ulusal Ev Mobilyaları Tasarım Yarışması - sayfa: 6

[quote=927] Yazan: bydesinger

...Yada bir başka detay daha akademisyenlerimizin günün teknolojisine ne kadar ayak uydurdukları gerçeğidir.Birde bu açıdan bakmak gerek konuya...

Saygılarımla...[/quote]

Her meslekte olduğu gibi işini iyi yapan ve yapmayanlar akademik ortamda da vardır. Bu nedenle genelleme yaparak "akademisyenlerimizin" demek eğitimcilerimize çok fazla haksızlık olur. Hele hele ortaya atılan bir oltaysa hiç hoş kaçmaz.

Eğer photoshop da boyamayı becermeyen hoca sayısıyla hayatı boyunca 20 kitap okumuş genç sayısını kıyaslarsanız çok daha acı tablolarla karşılaşırsınız. Biz her gün bu tablolar ile karşılaşıp saç baş yoluyoruz.

Ticari yazılımlar akademik müfredata öğrenciye basit destekler verecek kadar katılır. Daha fazla olmaması gerekir. Öğrenci ister kursa gider ister bireysel çalışması ile kendini geliştirir. Zaten iyi bir tasarımcı adayı herhangi bir yazılımın gerekli olan kadarını en fazla 2 ayda çözer. Yazılım operatörü olmak gibi bir derdi varsa kendi bileceği iştir. sadece autoCAD vb gibi ölçülü ölçekli çalışılan yazılımlar istisnadır. Çünkü sayısal çizim eğitim standartlarına girmiştir.

[quote=928] Yazan: mnaci

Her meslekte olduğu gibi işini iyi yapan ve yapmayanlar akademik ortamda da vardır. Bu nedenle genelleme yaparak "akademisyenlerimizin" demek eğitimcilerimize çok fazla haksızlık olur. Hele hele ortaya atılan bir oltaysa hiç hoş kaçmaz.



Sözlerimi kendi istediğiniz profile büründürmüş, sonunuda art niyet kavramını eklemişsiniz.Ben akademisyenler derken sizin de söze başlarken ilk olarak belirttiğiniz minval üzere zemin hazırlamaya ve sözlerime de böyle devam ettirmeye özen gösterdim.
Günümüz her üniversite mezunu şunu bilir ki; başını kitaptan kaldırmamış, güncel yazılımlardan, teknolojik gelişimlerden bi haber yada gerçekten haberdar olmak istemeyen, bildiği ile yetinen akademisyenler mevcuttur.Ben bunu kast etmeye çalışırken sizin neden belden aşağı vumaya çalıştığınızı anlayamadım. -ler çoğul ekini istediğiniz tarafa çekebilirsiniz ki
şimdi olduğu gibi ...
Sizin akademisyen olmanız veya olmamanız ben veya benim gibileri bağlamaz.Konumuz, günümüz akademisyenleri değil.Lütfen cümlenin nereden başlayıp nerde sonlandığına ve verdiği sonuca dikkat edin.Cümlemi tasarım kavramı üzerine bina edilmiş bir yorum ile devam ettirirken, akademik potansiyelin de buna etkilerini belirterek, sebep sonuç ilişkisini daha güçlü sunmaya çalıştım.
Entellektüel eldivenlerle cümle içerisinden cımbızla sözcük çekip konuyu buraya kanalize etmek, konuyu farklı bir arenaya taşımaya yeterken, günde yirmi kitap okumuş olsanız bile konuya hakim olamadığınızı, geniş düşünüp olumlu sonuç çıkarmak yerine, her eleştiri okunu üzerinize atılıyormuş handikapına kapılmaktan başka bir kazanımınız olmayacaktır.
Üniversitelerimizin dünya sıralamasında nerede olduğu, fikri mülkiyet hakları yok sayılıp akademik camiamızdan çıkan fiyaskolar diz boyu olduğu, doğru dürüst bir bilimsel gerçeğe imza atamadığı düşünülürse ne demek istediğim ve kapsamının ne derece olduğunu anlamanıza yetecektir.

Saygılarımla...

Bazı akademisyenler diyebilirsiniz konu da kapanır.

günde 20 kitap okuyup konuya hakim olamamak gibi bir şey olamaz. Kitap okumak yemek yemek gibi bir şey değildir. )

popular ortamlarda adı geçmeyebilir. Yada sizler haberdar olmayabilirsiniz. ama Tasarım ortamındaki akademisyenlerimiz ve öğrencilerimiz uluslararası ortamlarda yeterince hatta fazlasıyla güçlüdürler. Erasmus programı dahilinde yurt dışına giden öğrencilerimizi yönetecek hoca bulamayışları da enteresan konulardandır. Onlardan bize eğitime gelenler ise genellikle ilk bir kaç haftada eğitim standartlarının yüksekliği nedeniyle ülkelerine dönüp giderler.

Çok bilen varsa akademik ortama katılmak için baş vurur ayda 800 ytl ye çalışıp sabah akşam eğitim programlarıyla düşüp kalkar. makaleler kitaplar yazar tezler hazırlar ve 30 yıl sonra prof olduğunda hala elin geçen ancak 2000 ytl olduğunu görse bile vatan millet der devam eder..

Daha da komiği kendisinden daha fazla yayını olan okullara bakar ki o okulların yayınlarının yazarları kendi ülkesinden yada kendi ülkelerinin benzeri yerlerden giden eğitmenlermiş.
istatistiklere skor tabelası gibi bakarsanız yanılır ve yanıltırsınız. Değerli medyamız gibi.

Konu buralara dallanıp gelmiş.

Tasarım eğitimsiz olmaz. Yeteneksiz hiç olmaz. Eğitimsiz yetenek ise sadece tatmin sağlar tabi o da şansınız varsa.

[quote=932] Yazan: mnaci
Çok bilen varsa akademik ortama katılmak için baş vurur ayda 800 ytl ye çalışıp sabah akşam eğitim programlarıyla düşüp kalkar. makaleler kitaplar yazar tezler hazırlar ve 30 yıl sonra prof olduğunda hala elin geçen ancak 2000 ytl olduğunu görse bile vatan millet der devam eder..
[/quote]

Ben bu senaryoyu pek gerçekçi bulmadım. Ya da etrafımdaki akademisyenlerde bir gariplik var. Binbir projede yer alıp deli gibi maliyetli işlerde başı çektiklerini görüyorum. Proje gruplarında yer alan master öğrencileri dahi 500-2500 arası burs alıyorlar.

Bence "bazı akademisyenler" şeklinde kastedien yerinde sayan geleneksel ve başarısız akademisyenler bu dediğiniz rotada gidiyor. Bir üniversitede başarılı bir kadro varsa o akademik personelin başını sürekli ağrıtırlar iş getirerek. Alan, bölüm, dal ayırmaksızın dünyada bu böyledir.

Akademisyen boş kalırsa o zaman saçma olur. Var mı 800 ytl ile yaşamak? Asistan alıyor o parayı. Ki burs almaması için hiç bir sebep yok. Projelerde faaliyet vererek ek ödenek elde etmesi kaçınılmaz.

"Salla başı al maaşı"cı insanlardan bahsediyorsunuz siz.

)) ne senaryosu .. içinde yaşanılan durum budur..
gidip herhangi bir üniversitede hocalara maaşlarını sorun.

1. dereceden emekli olmaya hazırlanan prof un maaşı ek derslerle 2.500 ytl is ne ala.))
evet asistanlar 800 cıvarında alıyor ve fazlası da yukarıda yazdığım gibi.
vakıf üniversiteleri biraz fazla verince devlet okullarında hoca kalmadı. Onlarda doç olmadan dışarı hoca göndermemeyi önlem olarak aldılar, dışarda da sadece 1 gün ders verebiliyorlar.

öyle çekip gidemezsiniz de kadronuzu aldığınız okulda an az 4 yıl çalışmak zorundasınız. ayrılırsanız kadronuzla birlikte teziniz ve kariyerinizde siliniyor. sonra sil baştan..
O nedenle en az 50 sine gelmeden prof olamıyorsunuz ( 2.500 ytl için ) tabi kadronuzu onaylayacak üstlerinizle nasıl geçindiğinizde ayrı önem taşır..)

burs falan zaten olmaz. projeler vb gibi durumlar musluktan damlayan su gibidir. )) herkese de damlamaz. zaten dersler akademik görevler, tezler angaryalar size zaman da bırakmaz.

neyse .. sevimsiz sohbetler.. (
Ülkemizde öğretmen değeri budur. Buna rağmen sistemi çalıştıran akademisyenlerde biraz korunmak ister . yaptığımız da budur.

...Ülkemizde öğretmen değeri budur...
[G23]

bu sistem düzelmez hoca. kim ne derse desin. Burada öğretmene hiçbir zaman da değer verileceğini sanmıyorum. milli eğitim bakanının da dediği gibi öğretmenler yatıp yatıp bir de zam istiyor(!). [S7]


konu buydu sanırım:
Mobilya tasarım yarışmasına katılanlara başarılar dilerim. [G2]

Evet, katılanlara başarılar..

Arkadaşlar yazıların neredeyse hepsini okudum...cidden güzel yazılar var ama anlayamadığım "tasarımcı doğmak"...ben 4 yıllık lisans mezunu bir grafikerim...sizlerin değimiyle eğitimli...yani doğru olan...

Eğitimsiz olarak bu işleri yapanlar tasarımcı değil sadece DÜŞÜNÜR olabilir...yani farklı bir düşünce koymuştur ortaya o kadar...yukarıda çok güzel bir örnek var...dünyanın en güzel saç kesen insanı olsanız, çıraklık bölümü diploması olmadan BERBER nasıl olamıyorsa...tasarım eğitimi olmadan sadece HOBİ olur...
çünkü eğitim kişinin gizli kalmış kabiliyet ve becerilerini ortaya çıkarır...tabiki doğru ellerde eğitim almak şartıyla...kısaca eğitim almayan kimse sınırları belirleyemez...birşeyler yapmaya başladığında ve ürettiğinde sorgulama sisteminden haberi yok demektir...
ama konumuz herhangi bir şey üretmekse bu hayatta herkes kendi kapasitesi-ihtiyaçları doğrultusunda bir şeyler yapabilir...konumuz işlevsellik-görsellik vb. gibi ciddi işlerse işte o zaman eğitim şart...
bazı yazılarda dikkatimi çeken, tasarım yapmak için bilgiye ihtiyaç yoktur deniyor neredeyse ama kendi uğraştığı işlere gelince işte o bilgi ister...

ayrıca burası ispat etme yeri değil değil mi...o yüzden meslek sahibi olmak eğitimden geçer...eğitim-diploma yoksa çalıştığın yere veya ofisine gurulanarak yaptığın işle ilgili belge asmak imkansızdır...birde grafik kursları diye bir saçmalık çıkardılar...önünde bilgisayar, biraz freehand biraz photoshop tamam grafikçi...grafiker değil...

Sn arkadaşım egitimliyim grafikerim diyorsun grafikerlik ile tasarım ayrı şeylerdir.Tasarımcı ile düşünürün ne alakası var çözemedim ayrı mesele.Her eline diplomayı alıp gezen ve böbürlenen sadece tasarımcı diplamasıyla ömrü boyunca dolaşıp dururda hiç bir sonuca varamaz.Elinde bi ton diplomayla bakkal , manav , tezgahtarlık yapan nice diplomalı egitimli arkadaş tanıyorum.Diploma size isim takmaya yetiyorsa ayrı mesele isminizle diplomanızla büyür gidersiniz o zaman mutlu oluyorsanız mutlu olunuz.Tasarım ve mühendislikte ayrı şeydir.Bir işi yapmanız için illaki herşeyini çözümlemeniz gerekmez lakin bizim ülkemizde bu böyle anlaşılıyor.Her işin ayrıntısı bir kişi tarafından bilinmesi gerek gibi biliniyor.Tabiki egitim şart lakin bu egitimi kişi kendisi alabilir niye illaki üniversiteden alınacak diye şart koşuyorsunuz anlamış deilim.Grafik kursları diye saçmalık demişsiniz siz saçmalamışsınız oda ayrı birşey genelde kurslara bilgisi olupta kendini ilerletmekte olan kişiler katılıyor.Sıfırdan katılan arkadaşlarda vardır kendilerini geliştirmek isteyebilirler bu hakka sahiptirler.Dünyada insanın işlerine ve yaptıklarına bakmadan işe almıyorlar.İstediginiz kadar diplomanızda istedigi yazsın siz o konuda kendinizi ilerletmediyseniz bu sizi o okonuda yeterli kılmıyor.Dünyada ve türkiyede nice gerekli gördügünüz bölümlerden egitim almamış süper yetenekler var siz görmüyorsanız ayrı birşey.Size başarılar dilerim diplomanızla.

ezelden beri süren ve muhtemelen de sonu gelmeyecek bir tartışmadır bu mektepli-alaylı meselesi. Ben işin mektepli tarafındayım ancak alaylı pek çok kişiden eğitim aldım piyasa içinde çalışırken ve gocunmadım bundan çünkü işlerini iyi biliyorlardı ve bana teoride öğretilmeyen pek çok pratiği bizzat fiilen uygulayarak öğrettiler. Hepsine minnettarım..

Bu konuda çok sert sınırlar çizip birbirimizi rencide etmek yerine aradaki duvarları kaldırıp birbirimizden ne tür faydalar edinebiliriz´ in çok daha yararlı olduğunu deneyimleyerek gördüm, herkese de tavsiye ediyorum naçizane..

Evet her profesyonel meslek için eğitim kesin ve kati olarak şart. Ancak eğitimi diploma ile sınırlamak müthiş bir cehalet yada kompleks belirtisidir bana göre. Eğitim resmi kurumların tekelinde bir durum değildir, çıraklık-ustalık ilişkisi bahsi geçen resmi kurumların varlığından çok daha eskiye dayanan ve işlerliği kanıtlanmış bir gelenektir.

İmkanı olan herkesin resmi bir kurumda sağlam bir eğitim alması mutlak surette inkar edilemez bir gereklilik, aynı şekilde hayat şartları yada siz adına ne derseniz deyin herhangi bir sebeple bir diploma sahibi olamamış pek çok kişinin işinin ehli kimselerden aldığı eğitim ile profesyonel yaşamda varolduğu gerçeği de inkar edilemez.

Diplomaya güvenerek kişisel gelişimine yatırım yapmayan hiç kimseye, diploma sahibi olmadığı halde hergün yeni birşey öğrenme çabasında olan bir alaylı kadar saygı duymadım.

Diplomalı ya da diplomasız, işine saygı duyan, kendine saygı duyan, kişisel gelişimine yatırım yapan herkes bunun karşılığını elbette bir şekilde alacaktır, bunun dışında kalanlarsa yerlerinde sayıp homurdanmakla yetineceklerdir sonsuza dek... ister 4 fakülte bitirmiş olsun, ister üniversite yüzü görmemiş.. farketmez..

son olarak konuyu başka mecralara daha fazla çekmemek adına, yarışmaya katılan tüm mektepli arkadaşlara başarılar diliyorum, katılamayan alaylılara ise kendilerini göstermek için tek bir mecranın varolmadığını ve işlerini iyi yaptıkları sürece farkedileceklerini hatırlatmak istiyorum. Başarı sadece onu hakedenindir, diploma sormaz, mezuniyet notunuza bakmaz..
sevgiler