IV. Ulusal Ev Mobilyaları Tasarım Yarışması - sayfa: 3

Cvp

kalimba

Sohbetiniz oldukça güzle olmuş. Benim iki sorum olacaktı bölmeyeceksem eğer. "Tasarımcı" kelimesini tek başına kullanmak yerine XXX Tasarımcı´sı demek daha doğru olur mu? Endüstri Ürünleri Tasarımcısı gibi. Mesela bir filmde karakter tasarımcısı, arka plan tasarımcısı, kostüm tasarımcısı, sahne tasarımcısı var. Tasarımcı diye bir eleman yok. Eğer tek başına kullanılırsa matrix filmindeki Mimar gibi oluyor. Ne mimarı? Her şey! Herşeyi tasarlayan, bilen, olayın dışında, yok olmaz, sistemi sürekli geliştirir, izler vs. böyle olunca da ulaşılması son derece güç/imkansız bir hale bürünüyor haliyle. Sorsan, kim buradaki mimar olmak istemez ki? Aynı şey sanatçıda da var bence. Ses sanatçısı, çalgı sanatçısı (ne çalıyorsa), oyuncular. Bir de genel ünvanlılar var. Mesela "devlet sanatçısı" gibi.

Yukarıdaki paragraftan yola çıkarsak, eğer "tasarımcı" kelimesini önünde bir şey gelirse daha az karışır gibime geliyor. Ben çok çalışıyorum çünkü tasarımcı olacam, kendimi tasarımcı gibi hissediyorum, bilmem neyi tasarladım demekki tasarımcıyım yerine: Ben filmlerdeki karakterleri tasarlıyorum (karakter tasarımcısı), fimlerde kullanılan araçları tasarlıyrum (araç tasarımcısı - o filme özgü), arka planları tasarlıyorum vs.vs. Eğer birisi "karakter tasarımcısı arıyorum" derse, modelleme yapan, farklı konulardaki tasarımcılar "ben varım" demezler heralde (?) "Asıl işim gözlük tasarımı ama bi deniyeyim" filan. Hazır ünvana atla, oh ne güzel!

Bir diğer sorum şu: Örneğin Endüstri Ürünleri Tasarımı Ana Bilim Dalı Bölümünden mezun birisi, Endüstri Ürünleri Tasarımı Ana Bilim Dalı Bölümü Mezunu mu oluyor, yoksa Endüstri Ürünleri Tasarımcısı mı? Yani tasarımcı olmak için tasarım yapmak mı gereklidir, eğitim almak mı, yoksa her ikisi de mi? Eğitimin tek kaynağı eğitim kurumları mıdır, eğitim kurumları ölçülebilen yetenekte ve bilgide elemanları bilimsel yöntemlerle, kişileri yetiştiren yerler midir?

Böldüm. Okuduğunuz için teşekkürler.

İyi çalışmalar.

2008-05-14 18:32:57

Cvp

Block Mind

Arkadaşlar bu işin okulunu okumuş birinin farkı rahatlıkla anlaşılabiliyor bu konuda bir belirsizlik yok, kendi iş hayatımdan şahidim buna.

Ben sadece bir "bilim dalının" profesyonel ve akademik bir literatür araştırmasıyla öğrenilememesini anlamış değilim. İlla okulunun okunması gerekiyor... Neden?

2008-05-14 20:56:03

Cvp

Problem

işin aslını sorarsanız , henüz bizim ülkemizde meslekler literatürü dünya da daha doğrusu bu sektördeki meslekleri yaratan literatüre henüz yetişemedi , resmi olarak karakter tasarımcılığı diye bir meslek yok, bu gün sadece karakter tasarımı yapmaya kalksanız ve maliyeden bu ünvan üzerine vergi levhası almaya kalksanız epey zorlanırsınız çünkü karakter tasarımcısı ya da texture sanatçızı vs.. gibi meslekler henüz Türkiyede kullanılan resmi meslek literatürüne girmiş meslekler değil, bununla beraber karakter modellemek de sizi direkt olarak karakter tasarımcısı yapıyor mu? bu da başka bir tartışma konusu olur,bir çok yerde bu tür işlerde dijital heykeltraşlık gibi isimlerde konuluyor , fakat yukarıda anlatmaya çalışmaya çalıştığım konunun özüne dönecek olursak , eğer resmi bir işe kalkışıyorsanız ve insanların sizi nitelemesi gerekiyorsa elinizdeki diplomaya veya tasdiklenmiş etiketinize bakarlar, bunun dışında sizin kendinize ne ad taktığınız ya da ne sıfat kullandığınız önemli değildir, mesela yukarıdaki yarışma kurallarına binaen diplomalı tasarımcılar deniyorsa her ne yetenekte olursanız olun tasarımcıyım diyerek yarışmaya katılma durumunuz olmayacaktır, belirli mesleklerdeki mesleki odalara ve kurumlara, ya da akademik ortamlara tasdikli sıfatınız ile başvuru yapabilirsiniz, eğer çalışma durumunuz freelence ise bir yer ile bağlantınız yoksa ben işimi yapar paramı alırım benden isteneni en iyi şekilde yaparım düşüncesinde iseniz kendinize istediğiniz sıfatı koyun fark etmez ama yine de resmi olarak tasarımcı değilsinizdir, yukarıdaki ifademe göre yeniden düşünecek olursak ortada bir problem var ki bu da sadece bzide değil bir çok diğer ülkede de , gelişmiş ülkelerde de meslek literatürleri tam oturmamış ve benim izlenimime göre halen farklı isimlendirmelerle nitelendiriliyorlar, örneğin bir hollywood filminin cast bölümüne baktığınızda akan yazılarda "digital artists" bölümü açılıyor ve genelde herkesin sadece o dijital ürüne hangi yönüyle katkıda bulunduğu yazılıyor, tüm bu bölünen işleri bir araya topladığımızda ortaya bilgisayar üzerinden yüzlerce farklı iş çıkıyor.
Akademik birimler sektöre aday olan insanlar arasından belirli ölçütlerle öğrenci seçer ve belirli ölçütleri yerine getiren kişileri mezun eder , tasarım eğitiminin içinde veya tasarım programının içinde ne olduğunu açıklamaya gerek yok internette biraz araştırma bu konuda yüzeysel bir bilgi edinmenize yardımcı olur, ama şu kesindirki , tasarım ile ilgili alanlarda verilen eğitim 4 yıldır ve bu 4 yıl boyunca bu bölümün öğrencileri orada zaman öldürmüyorlar, 4 yıl boyunca bir enstitüye bağlı eğitim ile kendi kendinize alacağınız eğitimin farkı tabiki profesyonel iş alanlarında göz önüne alınacaktır.
Bilimin kaynağı ya da daha doğrusunu söylemek gerekirse sistemli bilimin kaynağı akademik birimlerdir , araştırabileceğiniz kaynaklarında dayanak noktaları bu akademik birimlerdir, çok fazla araştırma ile yüklü bir bilgi birikimine sahip olmak genel kültür açısından etkili olabilir fakat isminizin başına ekleyeceğiniz sıfatın kaynağını siz seçtiğniz takdirde bunun bir geçerliliği olmaz, sonuç yine diplomaya ya da etiketinize dayanır.

2008-05-15 01:36:35

Cvp

Problem

dünyada en iyi saç modelini siz yapın , en güzel saçı siz kesin, ama çıraklık eğitim merkezi ve berberler federasyonundan sertifikanız yok ise berber olmazsınız, sadece iyi saç kesen birisi olursunuz. hata yaptığınızda ben zaten berber değildim deme özgürlüğünü buradan alabilirsiniz, ama ben berberim diyorsanız kestiğiniz kulağın hesabını verirsiniz, tabii bu konu örnek olarak ne derce alınabilir , tasarımın içinde sadece ürünün görünen yüzü değil modüler , estetik ve işlevsellik, bir yığın ilke ve hesap kitap da mevcuttur. bunları bildiğinizi öncelikle bağlı bulunduğunuz ya da eğitim aldığınız kuruma ispatlarsınız ve bu meslekte yeterliliğinizi gösteren diplomanıza ve sıfatınıza nail olursunuz.

2008-05-15 01:45:25

Cvp

kalimba

Benim fikrime göre bir topluluğa girecek, yarışmaya katılabilecek, isteyen yerin özelliklerini daha iyi karşılayabilecek kişileri eleme yöntemidir.

Örneğin bir eleman alacaksınız ve kriterleriniz şunlar olacak diyelim.

1- Türkiye´de yaşasın (cart diye 5 milyardan fazla kiişyi elediniz)
2- Cinsiyeti erkek olsun (Türkiye´de yaşayanların %50´ye yakınını elediniz)
3- İstanbul´da yaşasın (2. ile elenenleri bir daha elemiş oldunuz)
4- Sarışın olsun.
5- 1 dakikada 80 şınav çekebilsin.
6- Boyu şu olsun eni şu olsun vs.vs.

Kriterlerimizi daha da özelleştirebiliriz. Sadece eleman arıyoruz diye yola çıksanız, bu kriterlerden en az birini karşılayan milyarlarca kişi ile karşılaşacaksınız. En özelleştirilmiş kriteri yazsanız belki de hiç bir eleman gelmeyecek. Siz bu kriterleri yazmalısınız ki düüşndüğünüz işe uygun olsun. Mesela şınav çekmesi tamamdır ama sarışın değildir. Önceden elediğiniz gruba uymuyordur.

Bir de şu maddeyi eklesek nasıl olurdu? Profesyonel çiçek yetiştiricisi olsun! Burada diğer kriterleri kolayca kontrol edebildiğiniz halde bu maddedeki özelliğini test edemezsiniz. Belki adam evinde 3-5 çeşit çiçekle, o çevrede kolayca yetişen bir çiçeği dikmiştir ve büyümesi için sadece sulaması yeterlidir. İşçi arayan kişi bu özelliğini ancak başvuranın kabul görmüş bir yerden alacağı belgeye bakarak test edebilir. Daha doğrusu bu özelliği en kısa bu şekilde atlar.

Bir şeyi tasarlamak konusuna gelince. Örneğin siz elektronik devre tasarımcısı arıyorsunuz. Kendinize göre ilk kriteriniz şu oldu: Bana 15+10 hoparlör sistemi (sallamasyon bir değer) tasarlayan bir eleman gerekiyor. Bir ton eleman geldi ve gelenler bu işi iyi bir şekilde yapabiliyorlar diyelim. Buradaki eleme yönteminde sadece işin çok ufak bir kısmı diye düşündüğünüz 15+10 hoparlör sistemini rahatça yapan bir eleman, belki de bundan çok daha basit olan bir konuya denk geldiğinde batmış olacak. Halbuki mesleki eğitim veren kurumlarda yetişen kişilerin öğrendikleri bilgiler ve deneyimleri belirli bir sırayı takip ettiğinden, siz bu katılan elemanlar arasından eğitim görmüş olanları tercih edeceksiniz. Diğerleri kötü mü? Belki evet, belki de hayır. Belki içinde mucitler, üstün zekalılar, uçuk elemanalr var. Siz bunlarıda değerlendirmek için belki de kendi işinize uygun kriterleri koymalı ve uygun test koşulları ve yeteri zamanı ayırmalısınız. Eğer bunaları sağlayamıyorsanız koyduğunuz genel kriterlerle kişileri eleyebilir, bir kısıma öncelik verebilir, daha sonraki durumlarda süprizlerle karşılaşma olasılığınızı düşürürsünüz.


Bir diğer aklıma gelen konu. Bizde (Türkiye´de, beni bildiğim kadarıyla) genel olarak 15-30 arasında kendi mesleğini yaptın yaptın, yapamadın ayvayı yedin gibi bir hava var. Öncekikle mesleğini yapıp (kriterleri karşılıyorsa) sonra da veya anında akedemik eğitim alamaz mı yani? Örneğin bir hocamız, insanların ileri yaşlarda varolan mesleklerini değiştirip eğitim alarak bambaşka alanlara yöneldiklerini söylemişti (italya´da). Makine Mühendisi >> Psikolog >> Ressam veya yaş ilerlemeden değiştirilen meslekler. Şimdi burda Psikolog olmak isteyen elemana "hayır seni kabul edemeyiz, bak orda ilk mesleği bu olan kişiler var, aynı ayarda olamazsınız" denir mi? Adam gerekelri ne ise yerine getirmiş (eğitim kurumundan eğitim almış, devlet kurumu veya özel bir yer) olabilemez mi?

Neyse uzun oldu gene, pardon :)

İyi çalışmalar.

2008-05-15 10:03:30

Cvp

Block Mind

Türkiye´de tasarım ve tasarımcı kavramları üzerindeki sıkıntılar dile geitirildi ve büyük bir dipsiz kuyu / boşluk var, bu bir gerçek. Katılmamak da mümkün değil. Ozan ve Serhan hocanın bahsetmek istedikleri şey bir çok kişi tarafından görmezden geliniyor. Bu nedir?

Eğitimsiz bir çok kişi ortaya koydukları şeylerin kalite kriterlerinin "algılayabildikleri veya çözümleyebildikleri" kadarını "tasarım" olarak kendilerini de "tasarımcı" olarak görüyorlar. Fakat aslında buz dağının görünen kısmını yapmak, su seviyesinin altındaki kısmını yaptıkları anlamına gelmiyor. Bu konuda tamamen katılıyorum.

Kendimden örnek vereyim. Ben bir istatistikçiyim, diplomamda, aldığım staj belgelerinde ve özel aldığım istatistiksel araştırma işlerinde bu açık ve seçik yazılmış çizilmiş bir şey. Tastikli imza yetkili mesleki bir yeterliliğe hak kazanmış birisiyim.

Bu bir tarafa, ben 2 yıl önce max´le tanışma fırsatı buldum. Menüleri kurcalayarak, vertexleri çekiştirerek "noluyoruz yaw" şeklinde programda kendimi geliştirdim. Hobi amaçlı çalışmalar çıkardım vs. Daha sonra da bir arkadaşımın kuzeninin, bir firmada 3d modellemeci aradığını duydum, özgüvenim sayesinde de başvurdum ve işe başladım. Alan ürün tasarımıydı. Ürün derken de fazla detaya girmek istemiyorum fakat sürekli olarak baz istasyonu kamuflaj projelendirmesiydi. Başta sadece modelleme yapıyordum, zaman içinde montaj ve üretim projelendirmesi yapmaya başladım. Fakat nasıl? PS ile post productionlarla aldığım ink & paint renderlara ölçü yazarak vs. şeklinde :S Şu an 1 yıl oldu hobi amaçlı başladığım işi mesleğe dönüştüreli.

Bu sektöre benden önceki arakadaşın mevki atlaması yüzünden oluşan boşluğu doldurmak için girmiştim. Kendisi ismini vermemden şikayetçi olabilir o yüzden okuduğu bölümü söyleyeyim: "Uludağ Üniv. Bilgisayar Destekli Tasarım Bölümü". Sadece 2 yıl mezun vermiş bir departman yanlış hatırlamıyorsam, sonrasında kapatılmış. Bu arkadaşla kendimi kıyaslayacak olursam:

Rhinoceros öğrendim programın userguide´ı ile. Ölçülendirme ve montaj projelendirmelerim yüzüne bakılır oldu. Üretimi, malzemeyi ve montajı çok iyi tanıdım ve daha detaylı sorunsuz projeler çıkarmaya başladım, işi başarılı şekilde kucakladım ve benden isteni verebilir hale geldim. Fakat hala adamın 3 yıl önce çıkardığı projelerin yanından geçemiyorum. Bazen zorlu bir sahada montaj için "ne yapabiliriz buraya" konusunda (sonuçta kamuflaj ve çevre uyum sektörüne giriyor ve görsellik, yaratıcılık ve fikir istiyor), çıkmaza girdiğimde benim saatlerce kafa patlattığım konuda bu arkadaşa sorduğumda 10 saniyede çözüm üretip birşeyler karalıyor ve tabi ya ben nasıl düşünmedim diyip çizime başlıyorum.

Aradaki fark bu kadar açıkken tabii ki eğitimli ile eğitimsiz arasındaki uçurumu görmemek, tamamen cahilliğe ve kendi dünyasını evren zannetmekle alakalı bir durum.

Benim konum bu değil. Benim konum bahsettiğim arkadaşın aldığı eğitimin müfredatını o eğitim kurumunda üzerinden gidilen kaynaklarla kapatıp, kalan süreci deneyime bırakmak... Ben tasarımcıyım diyebilmek için değil... Yaptığım işi tastikli bir "tasarımcı" kadar iyi yapabilmek için... Ben bunu imkansız olarak görmüyorum. Kurumdan eğitim almadan ünvan alamayacağım tabii ki açık, konu ünvan değil ama, yaptığın işin hakkını vermek bunu kendi alanınla birleştirmek.

Okuduğun bölümü tek başına düşünerek ben buyum diyemez kimse. Kendi alanım için konuşacak olursam tasarımcı birini bulup mesleğimi ona devredemem. Telekomünikasyon konusunda bilgi sahibi olmalı, sinyal gücüne göre güvenlik mesafelerini hesaplamayı, EM dalgaları geçirebilen materyalleri tanımayı, anten tiplerini, saha survey simülasyonlarını, açık görüşü vs. yorumlayabilmeli. Her meslek böyledir. Bölümden çıktım mesleğim nerde diye bir yaklaşım olamaz. Ya da ben sadece tasarım yaparım o kadar diye bir şey yok.

Örneğin; statik hesapları gibi "önemli" istatistiksel hesapların montajlanan ürün ve güvenlik için teşkil ettiği yer gibi. Bu hesabı da bir tasarımcı yapamaz. Bir istatistikçi ve bir inşaat mühendisi kafa kafaya vererek yapar. Kaç kredi istatistik alıyor bir tasarımcı ya da inşaat mühendisi? Statik hesabını bilmeden tasarım yapan tastikli tasarımcının tasarımının uygulanabilirliğini kim garanti ediyor? Ama tasarımcı veya mimar kendini temel istatistik öğrenmeye adayabilir, dersini almış olmasını uygulayabileceği anlamına gelmiyor. Ama ünvan alması için yeterli oluyor (!). İsteyenler için 20 tane kaynak dizerim buraya ve kurum eğitimi almadan kendini yetiştirebilir temel istatistikte. Bunun tersi de "istatistik --> tasarım" için mümkündür, neden olmasın? Profesyonel literatür araştırabilme yeteneği dahlinde bunların yapılabileceğine inanıyorum 7 yılını üniversitede geçirmiş biri olarak.

Umarım kendimi daha iyi ifade edebilmişimdir. Hoşça kalın.

2008-05-15 11:27:49

Cvp

dracul

Tasarımcı olmak ve tasarımı tescillemek için bir okul gerekmez.Bir program veyahut bir özel bir yetenek istenmez.El çizimi yeterlidir.Bazen bir çizgi yeni bir tasarımdır.İlla komplex objelerin komplex materiallerin komplex cihazların tasarımı olarak görülmemeli herşey.Her tasarım dalı kendi içerisinde bile kollara ayrılır.Elektronik bir devrenin tasarımını yapmak için elektronik bilmek gerekir , ama görünümünü yapmak için bir bilgiye ihtiyaç yoktur.Tasarımcı olmak içinde illa bir okul bitirmek gerekmez.Her önüne gelen tasarımcıyım diyende tasarımcı olamaz buda bir gerçektir.

şimdi dünyadan hatta en iyisi olarak defalarca ödül alan Philippe Starck´ı örnek vereyim.Binadan , mobilyaya , elektronik cihazların dışından motorsiklete ,saatten ultra lüks yat dizaynına , lavabodan iç mekan tasarımlarına ve yazamadıgım bir çok tasarıma imza atmıştır.Ha bu konularda okulmu okudu dersiniz?Tabikide hayır.Yat dizaynını nasıl yaptı peki işte düşüncenizdeki yanlışlık burada.İlla bir objenin tasarımını yapmak için okul okumak yada kitap okumak gerekmiyor.Tasarım çok geniş bir kavram oldugu için bazı bölümleri muhakkak okumak ister bunları burada saymaya gerek yok zaten.Ama bir şeyi digerinden ayıran en büyük özellik görsel özelligidir.Kimse televizyon alırken içerisindeki devrelerin tasarımıyla ilgilenmez.Ya cezbeden görüntüsüdür yahut özellikleri.Ama gelin görünki içerisindeki devreden dolayı RED-DOT ödülünü almaz cihazlar.

Şimdi ülkemizden bir örnek vereyim.Togay Yuvanç.
Sport Car Designer olarak tanınıyor dünyada.Tasarım üzerine bir bölüm okumadı.Ege ün. Fizik böl. okuyordu benim gibi ayrıldı :D .Yapmış oldugu bir çok araba dizaynı var.Araba dizaynı gerçekten bilgi isteyen bir iştir.

Aşagıdaki siteleri inceleyebilirsiniz tarafından yapılmış projelerden biri.
http://www.galmerinc.com/galmer_dsr.htm
http://www.carbodydesign.com/archive/2006/10/11-galmer-arbitrage-gt

Sizinde karıştırdıgınız birşey var.Tasarım sürecini karıştırıyorsunuz.
Birşey tasarlanır sonra mühendislik sürecinden geçer.Mühendislik bilgi ve diploma ister.Bir okulunu okumadan ben mühendisim diyemezsiniz.Ama hiç bir okul okumadan ben tasarımcıyım diyebilirsiniz.Tabi tasarımcıyım demek ilede tasarımcı olunmuyor.Okul bitirmek ilede tasarımcı olunmuyor.Eger öyle olsa idi mezun sayısı kadar tasarımcı olurdu.Ayrıca tasarım yaradılıştan gelen bir yetenektir.Zorlayarakta tasarımcı olunabilir pek ala.Zorla güzellik olmaz derler zorlayarakta güzel tasarımcı olunmayabilir.Tasarım içten gelen birşeydir.İçgüdüsel bir yetenek belkide.Hayal gücü sınırsızdır.Okuyan hayal edebilir okumayan edemez demek bence cahilliktir.Max veyahut türevi programı kullanmayı bilen tasarımcıyım diye geçinen çok insan var tabikide buna sonuna kadar katılıyorum.

Binlerce örnek bulunabilir fakat bu kadar emin konuşmalarınızın üzerine tek soru Philippe Starck motor tasarımı üzerine bilgili olmadıgı halde nasıl olduda motorsiklet tasarladı?nasıl olduda Ultra lüks yat tasarladı?nasıl olduda saat tasarladı?....

Herşey çok kullanışlı ultra modern işlevsel tasarlanacak diye birşeyde yoktur.
Bakınız design müzesinden örnege
[img]http://farm3.static.flickr.com/2202/2118343175_8b7e1511d0_o.jpg[/img]

Son söz olarak Tasarımcı olunmaz dogulur diyorum.
Saygılar.

2008-05-17 05:51:27

Cvp

mnaci

Bende kenardan katılayım .
Önce bu tip yarışmaların öğrenci ağırlıklı olması halini yükselen standartlara bağlamak ve memnun olmak gerekiyor.
Rekabet çok fazla mailyetler yüksek. üretimle ilgili en ufak sorun büyük maliyetlerle firmaya yansıyor. Bu nedenle firmalar bu işe gerçekten baş koyan mesleği eğitim devamlılığı ile yapacak olanlara yatrım yapıyorlar. Doğrudur. Zaten Devamı da geliyor yani öğrencilerimizin bir çoğu mobilya sektörüne bu şekilde geçtiler. ve Onlarda doğal olarak kendi eğitim dillerini kullanabilen mesleki adaylarla çalışmak isteyeceklerdir. Bunda hiç bir terslik yoktur.

İkinci konu: frimaların neredeyse tümü uluslarası bağlantılarla çalışıyorlar. Örn. Ürününüzün Almanyada bir ortağı varsa o sizden eğitimde denklik istiyor. Yani firma büyüklüğünüze göre mühendis mimar, end tasarımcı vs ..gibi dallarda diploma şartı var yoksa ortak olamıyorsunuz. Üretim programınızda geleceğe yönelik çalışmalarınız içinde mutlaka eğitim desteği gerekiyor. Bu şart sektörel kalıcılık ve devamlılık için çok önemli. Yoksa bu gün mobilya işinde olan birilerini yarın firmayı kapatıp lastik satışında görebiliyorsunuz.)) Bu nedenle 4 yıl boyunca sabah kalkıp binaya gelene ihtiyacımız var. Ertesi gün nerede olduğunu bilemediğiniz kiş i ile yola çıkamazsınız

3. konu yanlış yöne gitmiş. yetenek yasarımcılık ve eğitim karışmış.
yetenek okula girene kadar işe yarıyor sonrası çalışmak ve gelişmek.
okullar konservatif eğitim yaparlar. yani onlarca yüzlerce yıllık deneyimi bilmsel tabanda sıkıştırıp müfredat hazırlarlar. Sonra bu konserveyi yiyip hazmedecek yetenekte öğrenci ararlar. ardından da en az 4 yılda da bu konserve açılıp bitirilir.
Tasarım eğitiminin içinde mesleki temel derslerin yanısıra sanat dallarından kavramsal dile, teknik fizikten strüktüre, fizyolojiden ergonomiye bir çok bilim dalının ilgili başlıklarının tasarıma katılımlarının çözümlemesi yapılır.
Öğrenci arkadaşlar eğitim sırasında çok farketmezler ama en az yetenekli olan bile 4 yıldan sonra çok yetenekli ama akademik dil eksikliği olandan daha ilerde olduğunu kısa sürede farkeder.

Tabi eğitim almamış fakat büyük ün yapmış özel isimler olacaktır. Ama onlar gerçekten özel olurlar ve sizin firmanızda maaşlı olarak çalıştıramazsınız..)) O nedenle eğitimsiz tasarımcı olunur a örnek gösterilemezler...
Tasarımcı doğulur lafı anlaşılabilir. Ama eğitimsiz olunca doğuştan yetenekleriniz sizi en fazla zenaatkar yapar. sektörel standartların altında kalırsınız.)) ..

Firmaların tercihlerini tasarımcı doğup sonra da tasarımcı olmak için eğitim alanlardan yana kullanmalarını yadırgamamanız lazım. Doğrusu budur.

mutlu kalın..)

2008-05-18 11:22:29

Cvp

dracul

Şimdi benim anlamadıgım şey endüstriyel tasarım diye bitirilen bölümden çıkan herkezin nasıl tasarımcı sıfatı aldıgıdır.Tasarımcı olmak için ortaya tasarım koymak gerekir.Birçok ögrencinin yardım isteyip benim için tasarım yaparmısın dedigine yüzlerce şahit olmuşken böyle birşey bana hiç inandırıcı gelmiyor.Tasarım yapamayan ama notları belkide iyi olan bir ögrenci tasarımcımıdır?Türkiyede tasarımcı olabilmek için öss gibi bir sistemden geçmek gerekiyor.Bu sistem nasıl oluyorda tasarımcı dogmuş olan insanları kabul edemeyebiliyor.Tasarım insanlıgın doguşundan şu ana kadar süregelmiştir.M.O.3000 O zamanlar okul okutulmuyordu peki yapılan tasarımları okul okumadıkları için silmek mi gerekiyor.Tabikide ne türkiyedeki sistem silebilir ne dünyadaki sistem.Yapılmış tasarımlar tasarımcının imzasını dünya var oldugu sürece taşıyacaktır.İster okul bitirmiş ister bitirmemiş olsun.Böyle yarışmalar belki okuyan ögrencilere teşvik amaçlı olarak öne sürülebilir tabikide.Dünyada yapılan birçok yarışmada okul bitirmişlik veyahut bölüm bitirmişlik aranmıyor zaten.Peugeot tasarım yarışmasında bu bölümün mezunlarından aramıyor.Tasarımcı sıfatıyla gercek tasarımcı yetiştiren okul sayısı dünyada zaten çok az.Bence okullar tasarımcı yerine tam tersine operator yetiştirmeye çalışıyor.Kalıplar içerisine sokulmuş tasarımcılardan ancak kalıp içerisinde şeyler çıkabilir.kabına sıgmayıp dışarı çıkacak sistemi yenecek yetenekli insanlar elbet olacaktır.Tasarımdaki hata diye birşey söz konusu olamaz zaten.Ancak mühendisliginde hata olabilir.Tasarım iyidir veyahut kötüdür veyahut çok kötüdür.Bu onun tasarım olmasını engellemez.

Tabi egitim almamış özel isimler olacaktır diyerek zaten sizde bu konuda onların okul bitirmiş insanlardan çok daha özel olduklarını desteklemişsiniz.Dünyada en iyi tasarımcılar zaten özel çalışmakta ve bir marka gibiler adeta.Onları tabikide maaşlı çalıştırmak çok gülünç olur.Egitimsiz tasarımcı tabikide olmaz.Kendisini birşekilde egitmiştir muhakkak.Bunun için illada okul okumak gerekmez buda bir gerçek.

Ayrıca site yönetimine bir istek.Tasarım galerisinin açılmasını istiyorum.Çok zor birşey olmasa gerek.Böyle bir galeri olmaması sadece render ayrımı ile galeriye seçim yapılması yeni yapılmış tasarımların bu siteden uzaklaşmasını hatta hiç ugramamasını saglıyor.Genelde tasarımı anlatan renderlerde tekil obje renderi oldugu için basit gibi görülüp galeriye seçilmeden kaybolup gitmesi bence bir kayıptır.

Saygılar.

2008-05-18 12:58:35

Cvp

nacho_grande

Cem elbette seni tenzih ediyorum :) Senin şahsına değil, tasarım olgusunu magazin yapan genele karşı hitap etmeye çalıştım zaten.

Aşağıdaki kısım kimsenin şahsına hitaben yazılmamıştır:

Eğer sanatçı ya da tasarımcı olmak gibi bir hedefiniz varsa eğitimin şart olduğunu kabul etmeniz gerekir. Akademinin havasını bile solumak vizyonunuzu değiştirecektir. Eğitim alan kişi derhal ve hızla yol alabilecekken, dışarıdan öğrenmek isteyen için bu süre en az 10 sene ileri atacaktır. O da yetenek, azim ve sabır sahibi ise. Kaldı ki kendi kendinize öğrendiğinizi zannettiğiniz şeyi ortaya koyarken herhangi bir akademik ya da profesyonel geri besleme alamazsınız. Haliyle doğru/yanlış estetik/çirkin gibi bazı kavramları sadece kendi görüşünüze göre değerlendirip kısır bir döngüye girersiniz. Program kullanmak tasarım yapmak değildir. Hatta iyi bir tasarımcı bilgisayara elini bile sürmek istemeyecek, tasarımının görselleştirmesini Cem´ in bahsettiği operatörlere bırakacaktır. Çünkü onun tasarlamak gibi çok daha önemli bir işi vardır ve enerjisini operasyona harcamak lüks olacaktır.

Eğitim almadan üne ve şöhrete kavuşmuş tasarımcılardan (ki kendisi üniversite mezunudur yani eğitimsiz değildir, sadece tasarım eğitimi almamıştır) Aziz Sarıyer çok saygı duyduğum bir meslektaşımdır. Fakat insanlar Aziz Sarıyer ismini duymaya başladığında kendisi kaç yaşına gelmiştir, bu meslek uğruna kaç senesini harcamıştır, eğer akademik bir eğitimden geçse idi acaba kaç sene önce bu şöhreti yakalayabilmesi mümkün olacaktı gibi soruların bir matematiğini yaparsak söylediklerimin doğruluğu rahatça anlaşılacaktır.

Bir çok bilim ve sanat dalı gibi tasarımcılık da herkes tarafından kolayca sokakta öğrenilebilseydi o zaman akademilere ve üniversitelere gerek kalmazdı. Eğer öğrenileceğini iddia ediyorsanız bu kurumlar neden antik çağlardan bu yana hayatta kalmıştır?

Bu anlattığım mevzular biraz da gençliğin verdiği ateşli ve fütursuz savunma mekanizmasının yumuşadığı orta yaşlara doğru daha fazla destekçi bulacaktır. Bazı şeyler vardır ki ancak yaşandıkça, tecrübe ile sahip olunur. Vizyon, estetik ve sanatsal doygunluk da buna dahildir. Bunlar yıllar içerisinde geliştikçe olaylara bakış açınız ve yargılarınız da şekillenecektir. Eğer şekillenip, değişikliğe uğramıyorsa o zaman tekamül de gerçekleşmiyor demektir.

Saygılarımla...

@kalimba: Evet haklısın, bir şeyi formülize etmeden önce ismini doğru koymak lazım. Değil tasarım, sadece endüstri ürünleri tasarımı bile çok geniş bir yelpaze.

2008-05-18 18:38:22