Genel Konular : Bir Hikayem Var

bizim ülkede bi FX yapıyorlar, partiküller bi o yana gidiyor bi bu yana gidiyor herifler cehennem sahnesini Constantinden çakıyor
bu niye böyle diyorsun Bilgisayarım kötüydü diyor :D :D :D ABD kaynaklı tüm prodüksiyonların dünyada başka hiç bi yerde olmayan özel yapım ekipmanları var
Türkiyede;
taklitin haddi hesabı yok sadece başkalarını eleştirmiyorum benim kendi çizgifilmim bile taklit olan bi eserdir. Ezik bi ülkeden ne bekliyorsunuz ki

bizde ne mi oluyor; yok patatesin içinde Allah yazıyor yok bilmem nerde çocuk tecavüzü yapılmış Yok efendim şunun bacak arası yok bunun kol düğmesi. :D

İLHAN türkiyeden bi cacık olmaz aga ;)

Yazını okuyunca bir ara intihar edesim geldi valla :)))

nuri gökdeniz biz boşuna yaşıyoruz yani bu ülkede, hiç kimse birşey yapmıyor, bizde yapmayalım öyle ölüp gidelim ne sıkıntı çekiyoruz boşuna dimi :)

Muhammed Ali doğum : 1942
2. dünya savaşı : 1939-1945
Einstein , ölüm tarihi: 1955

Muhammet ali 3 yaşında askere çağrılmadıysa teknik bir sorunumuz var.

Senarist olarak destekli sallayacaksın, ben yemedim. insanlar hiç yemez.
revizyon istiyoruz.

çok sağlam destekli salladım hocam dikkatli okumanı istiyorum, kronolojiyi aynen yazıyorum

1905 - Einstein e=mc2 yi yayınladı  e=s*pi/v işe yaramaz olduğuna karar verdi çöpe attı

1939 - 2. Dünya Savaşı

1942 - Muhammed Ali doğdu

1945 - ilk atom bombası patlatıldı, e=mc2 den yararlanıldı, savaş sona erdi

1947 - Soğuk savaş başladı

1955 - İsmi bilinmeyen bir bilim adamı Einstein ın e=s*pi/v formülünün tıpta işe yarayabileceğini fark etti

1963 - Vietnam-ABD savaşı

1966 - M. Ali ileride yemek için eve 3 tane civciv aldı

1967 - M.Ali savaşa çağrıldı, gitmedi, tüm ünvanları geri alındı, mal varlığına ve evde pişirmeye fırsat bulamadığı tavuklarına el konuldu

1968 - M.Ali nin tavukları kobay olarak bir bilimsel araştırma merkezine teslim edildi ve e=s*pi/v formülünden elde edilen kimyasal tavuklar üzerinde denendi

işte ne olduysa burdan sonra oldu,  turuncu renkli yazılar bizim tavuklarla ilgili olanlar.

ya hocam boşver öylesine yazdığım bir hikayeyi zorla ıspatlattıttırıyorsun bana :D konumuz başka :)

konumuz başka... peki nedir konumuz. ?

hikayede "İsmi bilinmeyen bir bilim adamı" tanımı kullanamazsın. böyle öneml bir hikayenin kilit adamını es geçiyorsun. Bu tavukların araştırma merkezine ulaşması için gerekçen yok. neden başka tavuklar veya fareler değilde bu tavuklar. onları özel yapan nedir, onları tüm dünyanın sevmesinin sebebini bu sorunun cevabı verecek.

Hikayende boşluk olmaması gerekli.

ilk sorunun cevabı : konumuz tam olarak bu, çünkü birçok kişinin saçma diyeceği şeylere inanıp, üzerinde aylarca emek harcamadan gerçek bir hikaye başlamaz.

Yıllarca her ortamda "bizden adam olmaz çünkü Türküz" diyen kişilerle, her gördüğü hayal ürünü çalışmaya "saçma" dediği halde örümcek adam filmine koşarak giden , ağzı açık izleyen aynı kitle esas konumuz.

Esas problem saçma hayaller kurmak değil, esas problem kendi hayaline inanmadan buna herkesin inanmasını bekleyenler.

Arkadaşlar bilmem hatırlarmısınız 90 lı yılların efsanesi Voltran animasyonu vardı. ÜNİV. Dönemimde Sanat Tarihi hocam (arkeolog)nerenden esinlenerek yapıldığını merak ederek araştırma yaptığında , mezopotamya kalıntılarından dört başlı kaplan figürlü bir kılıca dayandığını öğrenmiş. (kılıç taştan yapılma rölyef işleme şeklinde)
demem o ki nerenden nasıl esinleneceğin önemli değil doğru düşünceyle doğru senaryoyla herşey olabilir.
Bir örnekte Starwars tasarımcısı George Lucas`ın evde sehpayı silen eşinin elindeki camsil i gözüne kestirip bundan esinlenerek ilk droids tasarlamıştır . neyin nerden çıkacağı bizim kendimizi geliştirmemizle doğru orantılıdır.
Dizi meselesine gelince unutmayalım ki Osman Yağmur dereli zamanın da Türk Sinemasının durumuna üzülüp bir bütçe çıkarttırıp sinemanın gelişmesi adına büyük işler çıkmasına vesile olma girişiminde bulundu ve amacına da ulaştı amma velakin bu bütçe bizim ucuz yönetmelerimiz vesilesiyle dizi sektörüne kayıp yalan oldu.

tamam ozaman eksik halkaları tamamlayayım necmi hocam, sen eyicenehğ kaşındın biraz uzun olabilir sıkılan okumasın, aşağıdaki yazıların hepsi necmi hocam istedi diye benim tarafımdan destekli uydurulmuş bir yazıdır :) . Ama eğlenceli de oluyor :)

ismi bilinmeyen bir bilim adamı dedim çünkü sürpriz olmasını istedim, hikayenin ikinci bölümünde açığa çıkacaktı. O bilim adamı Carl Sagan(1934-1996). Ünlü gökbilimci ve astrobiyolog. Daha herhangi bir uydu gitmemişken veya ıspatlanmamışken uzak gezegenleri oluşturan maddeler hakkında doğru tahminlerde bulunmuştur. Uzay araştırmalarında Einstein ın e=mc2 sini kullanırken tesadüfen bir formül daha olduğunu bulmuştur canlıların sahip olduğu açığa çıkamamış potansiyel enerjilerle ve hiç hayal bile edilemeyen yeni duyu oranlarıyla ilgili, ki bu duyu organlarıyla varlığını dahi bilemediğimiz maddesel bir vücuda sahip olmayan varlıkları görebilecektik.Eskilerin cin yada melek dediği varlıkları görebilecektik yani. Carl sagan 13 sene boyunca hayvanlar üzerinde denemeler yaptı fakat hepsi ya felç kalıyordu yada şişip patlıyorlardı, denemediği hayvan kalmamıştı tavuklar dışında. tam da o sırada muhammed aliden alınmış tavuklar bir depoda aylarca bekletildi ve boşuna öleceklerine bilimsel araştırmalarda kullanılmaları için Cornell Üniversitesi araştırma laboratuvarlarına gönderildiler, tam da bu yılda carl sagan bu üniversitede çalışmalara başlamıştır.


evet necmi hocam 1905 ten 1968 e kadar mümkün olduğunca detaylı anlattım sağlam desteklere dayanarak. 1968 den günümüze yaşanan olaylar, kene`nin nasıl boks bildiği, bağırsak kurdunun nasıl bu hale geldiği, keçi bokunu canlıya çevirenin hangi radyoaktif madde olduğu ve arkasında hangi sırrı barındırdığını anlatmam ücrete tabi ona göre :)

Türkiye`de masal hikaye çizgiden önce düşünülmesi gereken daha önemli konular bence.


Hollywood olmayan tarihlerini film yapabilirken biz niye böyle birşey yapamıyoruz. Kitap desen kitap hikaye desen hikaye savaş desen savaş var. Adamlar Vietnam`da kaybediyor, filmi izliyorum hangi taraf kaybediyor anlamıyorum.

Herşeyleri uydurarak abartarak saçmalayarak anlatırken (sözüm sadece tarihi anlatan filmlere) biz niye hiçbirşey anlatamıyoruz?