gelenek ve tasarım - sayfa: 3

Kedicik aslinda dedigimi demistim ama yine kurtlandirdin beni hehehe

Simdi Sue nun da dedigi gibi Starck bir kere eski bir amca. 80 lerin 2. yarisi ve 90 larin ilk yarisi arasinda tasarima yeni bir soluk getirdigi de tartisilmaz. Starck olabilmenin birinci sarti benim fikrimce geleneksele yeni bir yorum getirebilmekten geciyor. Bunu ister estetikle, ister uretim ya da malzeme teknolojisi ile veya bunlarin da disinda bambaska bir yorumla ortaya koyabiliriz. Bu yorumlarda da tasarimcinin o gune kadar biriktirdigi tecrubelerinden tutun da cinsel tercihine kadar bir cok sey rol oynar (ki Starck amca escinseldir ve tasarimlarinda bunun gorulup gorulmedigi ise tartisilir)

Aslinda kedicik ve Sue oldukca iyi toplamislar konuyu ben ayni seyleri tekrar etmeyi gerek gormuyorum.

Bineger: "Guzel design" diye bir kavram yoktur. Mazallah endustri tasariminda 8 sene surunur de mezun olamazsin :) Iyi tasarim ya da kotu tasarim vardir. Cunku guzellik tamamen gorecelidir. Iyi ile kotu tasarimi ise akademik kriterler kadar kullanici kitlesi de farkinda olmadan direkt olarak belirler. Tabii burda isin ticari kismi da ise karisir ve gitgide cetrefil bir hal alir. Tipki Starck´ in her tasariminin yok satmasi gibi. Bu kadar cok satmasi belirleyici bir unsurdur ama onun iyi bir tasarim oldugunu kanitlamaz. Cunku insanlar bunlari islevselligi icin mi yoksa estetik degerler icin mi almaktadir. Once bunu belirlemek lazimdir. Son derece etkileyici bir forma sahip mutfak robotu ile bir elma sıktıktan sonra 25 ayri parca bulasik cikiyorsa o tasarim yok olmaya mahkumdur. Nerde kaldi onun estetik formu :)

Neyse yeter bu kadar. MOR bu konuya yazan herkese kola ismarlayacaksin ona gore. Yok oyle bedava bilgi [S74]

kişi sempatisi + özgünlük + ergonomi : MARKA olmak

durur durur bi işinizle bi anda patlayabilirsiniz, bundan önce yaptıklarınız ve bundan sonra yapıcaklarınızda bi anda popüler olur yok satar... (bu ne kadar doğru, ama ne yazıkki öle, ama işleriniz kötüye doğru giderse finito.......)

adam limonluğu alıp çekmecede saklıyorsa , bu onun problemi. bir mal kendini satabiliyorsa çok şey başarmış demektir. hem ayrıca neden kullanmasın.

serhan hocam kolanın lafı bile olmaz. katılımın olması beni şaşırttı doğrusu.
starck benim gelenek ve tasarım için verdiğim bir örnekti. işlevsellik yada ergonomi düşünülmeden yapılmış ve tasarım olarak kabul görmüş çok sayıda tasarım yada ürün var. tercihler devreye giriyor. nasıl starck limon sıkacağında o formu ve malzemeyi kullanmak istediyse alıp almamak begenip begenmemekte kişiye kalmış.
madem bu kadar konuştuk imajlarıda ekleyelim. birinci imajda etki çok güzel bence.

[img]http://www.tr3d.com/dosyalar/XkCi2bjX1.jpg[/img] [img]http://www.tr3d.com/dosyalar/sZQN562v2.jpg[/img]

neyse bana deli diyin geçin. çıkmıyo bu taş.[G1]

Evet Nacho grande sölediklerinin tümüne katılmamak imkansz, konuyu çok güzel toparlamışsın, her zamanki gibi :) Güzel design lafı okuldayken kontrüksiyon ilkeleri hocamız vardı, doçent dr. İhsan Tezemir, o kullanırdı sürekli bende de ordan aşinalık kaldı sanırım :)

Bir tasrımcı için Yaratıcılık, bağlılık, ve ilham ön plandadır her zaman. Gelenek ise bağlılık yada ilhamdan yada her ikisinden gelebilir.

"Macar mucit ve tasarım profesörü Erno Rubik, bir küp oyunu
geliştirdi. "Rubik Küpleri" adıyla anılan küpler, 1 ana ve 27 küçük küpten oluşuyor. Ana küpün ve küçük küplerin altışar yüzeyi de altı ayrı renktedir. Birkaç dakika içinde küpler yerlerinde döndürülerek renkler karıştırılmakatdır. Oyunun amacı, küçük küplerin ve ana küpün tüm yüzeylerini, en kısa sürede aynı renge getirmektir. (43 milyar değişik olasılığın söz konusu olduğu Rubik Küpleri, yalnızca 1980 yılında tüm dünyada 100 milyon adet satıldı."

100 milyon adet çok büyük bir rakam ama neden Erno rubik in yaptığı diğer çalışmaları böyle bir satış izlemedi? yada yok satmadı?

Philippe Starck´ın ise her yaptığı neden yok satıyor, burda profesyonel bir pazarlama tekniğide yokmu sizce? Belki aynı profesyonel pazarlama teknikleri Erno rubik için kullanılsaydı onun da tüm çalışmaları yok satabilirdi,

Nilüfer; Durup durup birden patlamak deyimi burada yanlış bir ifade çünkü bu insanlar ulaştıkları konumlara, şansları yaver giderek değil, çok çalışarak, doğru yerde, doğru zamanda doğru insanlarla biraraya gelerek, varıyorlar.

Güzel konu :) gelenek ve tasarım.. Aslında bir tasarımcının ´´sıyrılmak´´ istediği bir olgudur gelenek. çünkü; sıradanlığın temelidir. Sıradanlıkta yok olmaya mahkum.. Her ne kadar gelenekten sıyrılma çabasında (tabi bu tasarladığın olguya görede değişebilir) olsada tasarımcı, yinede bir biçimi ortaya koymadan önce araştırma yapmak zorundadır. Araştırmanın konusu ise; geçmişteki deneme yanılmalırın sonucunda ortaya çıkmış, doğru fonksiyonlar, ergonomiler ve formlardır.

İyi tasarımcı ilkbaşta varolanı iyi bilmek zorundadır. Bu da tasarımcıyı gelenekrerine sıkı sıkıya bağlayan bir sebep.. Bunu çok iyi bir soyut insan figürü yapan ressamın, anotomiyi eksiksiz öğrenmiş olması gerektiğiyle örneklendirebiliriz.

Bütün tasarımcılar geçmişten alıyorsa ilhamını; peki o zaman tasarımcıyı ´´iyi´´ tasarımcı yapan kriter nedir? İşte starck´ın limonluğunu sattıran nedenle picasso´nun tablosunu bakılası kılan neden budur ve aynıdır..........(bu konu çok uzucak [:P] )

Çok satmak tasarım ve tasarımcı için iyi yada kötü kıyaslaması olamaz bance. Burada geçerlilik söz konusudur. Bir tasarımınızla ani bir çıkış yakalayıp daha sonra mum gibi sönüyorsanız, iyi bir tasarımcı değilsiniz demektir. Çünkü yaptıklarınız geçerliliğini yitirmiştir! Çünkü altyapınızla ortaya koyduğunuz ürün zaman içinde ´´sıradan´´ olmuştur ve yokolmaya mahkumdur!.. yokolamayan örneklerden bir tanesi: le corbusier Chaise Lounge 1928

Geleneksel tasarımlar , döneminde düşünülmüş estetik kaygısı olan eserlerdir.Gerçektende estetik kaygının olduğu gözle görülür biçimde ortadadır.Dönem eseri üretenlerinde o dönemdeki eserleri beğenmiş olması muhtemeldir.Ya da talep edenin yaptıracağı eserde o döneme ait atıflar olması beklentisi şimdiki eseri üretenin o dönem çizgilerini arz etmesini tetikler,ortaya böylece esintilerle dolu bir eser veya taklit eser çıkabilir.Bir bakıma kolaycılıktır bu tasarımcı için.Çünkü oran orantı , çizgiler bellidir.tasrımcıya düşen sadece var olan şablonu eserine uydurmaktır.Kanımca yeni çizgiler üretmek şimdiki tasrımcılara daha çok kişilik katacaktır.

Değerli arkadaşların fikirlerinin ötesinde konuya elbette alanın kendi akademik penceresinden bakmak fayda sağlayacaktır diye düşünüyorum. Geleneksel ve Tasarımı anlayabilmemiz için algılamamız gerekir. Algı için mevzunun biraz daha merkezine yöneldiğimizde karşımıza "Sanat" kavramı çıkar. Sanat´ın tanımını tarihsel gelişimde başta sanatçılar, filozoflar, sanat eleştirmenleri, akademisyenler kendi bakış açılarıyla açıklamaya çalışmışlardır. Yöntem farklı olsa da, ortak amaçta birleşirler. Sanat´ın çeşitleri olduğu gibi Sanat´ın 4 disiplini vardır ki; sanatı şemsiye düşünür isek, bu 4 disiplini de şemsiyenin telleri olarak görebiliriz..

1.Sanat Tarihi 2. Sanat Uygulamaları 3. Estetik 4.Sanat Eleştirisi

Tabi Sanat hakkında çok şey yazılabilir fakat ben Sanat´ın teknik detaylarından öte sizinde düşünmekte olduğunuz Gelenek ve Tasarımın Değeri Ölçüsü hakkında birşeyler karalamak istiyorum. Öncelikle çekirdek yapı olarak karşımıza çıkan Üst Sanat ve Popüler Sanat kavramlarına değinirsek; daha iyi analiz edebiliriz. Üst Sanat ve Popüler Sanatın Farkı nedir? diye bir soru ile karşılaştığımızda; elbette kültür yumağını irdelemk gerekiyor. Popular kültür, kitle kültürünün somut sekillerinden biridir. Kitle kültürü tekelci kapitalizmin hem mal hem de imajlar satışını yapan, uluslararası pazarın degişmelerine ve ihtiyaçlarına göre biçimlenip değişen, önceden-yapılmıdolar, önceden kesilip biçilmis, paketlenip sunulmus bir kültürdür. Tabi litaratürde farklı geçse de bu şekilde özetlenebilir. Kapitalizmin kendi için üretirken ve gasp ederken, bu amaçla, kitleleri ücretli köle olarak kullanarak “kitleler için” yaptığı üretim ve bu üretimle gelen ‘yaşamı yapma yoludur.” Bu anlamda, popüler kültür pazar tarafindan pazarda tüketim için “sipariş edilen, ısmarlama” kitle kültüründe, en popüler ürünleri ve tüketimleri anlatir. Popüler kültürde, son zamanların en popülerleri¸ siyasal ve ekonomik yönetim alanında, örneğin özellestirme, demokratikleştirme, post-modernlik ve deregulasyondur. Bu tür popülerlik kalıcılık ve süreklilik arayan bir karaktere sahiptir. Popüler kültürde, aynı zamanda, sürekli kalıcılıkla degil, sürekli yatay-dikey değişimle süreklilik aranır. Popüler kültür kullanım ve tüketim kültürüdür: Kullanım ve tüketim popülerin üretiminin ilk safhasından son-kullanım safhasına kadar her safhada vardır. Popülerin yaratılmasında, diğer popülerler kullanılır. Sosyal, kültürel ve ekonomik çöküntülerin yasandığı dönemlerde gemilerinin batmaya basladığını hissedenler, "sanatı" denize atmaya çalismakta ya da allayip - pullayip "popülist sanati" yaratma yoluna gitmektedirler. Böyle olunca da, sanatın ve sanatçının neligi tartisma konusu olabiliyor. Bir taraf, sanatın özgür doğasına özüne kesinlikle ters düsen bir tutumla resmi memur kimlikli sanatçılığı ve resmi sanatı geçerli sayarken, bir baska taraf da dogal olarak halkın sanatçısı olmayı geçerli sayabiliyor. [S1] Tabi böyle olunca da...