Realtime HDRI - sayfa: 2

[quote=11911]Kadir güzel bir şekilde açıklamış ama bende bildiğim kadarıyla birşeyler yazmaya çalışayım. Sürekli gelişen 3d grafik uygulamaları ve render motorları arasında hergün yeni birşeyler keşfetmeye açık bir sektör. Render motorları ileri düzey uygulama ve bilgiye sahip kişiler tarafından yazılan programlardır.
Bu programlar donanımsal olarak direct ve opengl denen kütüphanelerin yardımıyla apiler ve functionlar yardımıyla programlanabilir hale gelmişlerdir. Misal far cry oyunu yerli kardeşler ve grubu tarafından geliştirilen cryengine I motorunu kullanmaktadır. Bu motor far cry 2 de kullanılmayacağı için 500 bin dolara başka bir firmaya satılmıştır. Yani şu anda bu motorları 3d yazılımlarda kullanılacak şekilde geliştirmek imkanı olsa bile firmalar bunu yapmayacaklardır.
Gerçek hayatta fotonlar yüzlerce kez çarparak yansıkıları yüzeylerden sanal ortamda 3-4 belki 5 kez yansıyabilmektedir. Buda kısıtlı bir foton yansıması ile en güzel görüntü çıktısının alınması olarak anlaşılabilmektedir.
Büyük animasyon ve prodüksiyon firmaları kendi bünyelerinde kurdukları yazılım geliştirme ekipleri tarafından kullanacakları shader ve plug-inleri hatta yazılımları geliştirmektedirler. Bunun sonucunda ortaya acaba bizim kullandığımız shader ve render motorları ne kadar gelişmiş diye bir soru çıkmaktadır.
Piyasada bulunan en yaygın oyun konsolları kullandığımız bilgisayarlara göre çok düşük konfigürasyonlarda bilgisayardan daha kaliteli renderker çıkartmaktadırlar. Misal plasy station 2 deki bir çok grafik bilgisayardaki çoğu oyunda yoktur. Olsa bile bilgisayarda bu oyunu oynamak için ps´nin 2-3 katı fiyatındaki ekran kartlarını almanız gerekmektedir.
Burdan çıkacak sonuç en az sistem gereksinimi ile en verimli 3d uygulamalarının geliştirilmesi en iyi sonucu vermektedir olabilir.
Bilindiği gibi 64 kb yarışması düzenlenmektedir. Bu yarışmada programcılar tüm hünerlerini sergileyerek 3d animasyon tarzında sunumlar yapmakta ve bu animasyonlarda 64 kb sınırını baz almaktadırlar. Ortaya çıkan çoğu animasyon bir 3d uygulama kadar kaliteli olabilmektedir.
Aslında tamamen kullanıcıya ve kullandığı programın, bilgisayarın imkanlarını tanımasına bağlı olan birçok unsur bulunmaktadır. 3d çalışmalarda değişmeyen mantık en az polygon ile en iyi model kuralı en son çıkan oyunlarda bence gerçekçiliğini yitirmeye başlamıştır. Misal Gran Turismo 3 oyunundaki polygon sayısı 25 milyon kadardır. 2001 yılında o günün şartlarına göre göz kamaştıran bir oyundu :)
İşin teknik ve programlama kısmı bir kenara atıldığı zaman ortada birde ticari kısmı kalmaktadır. Elimizde son derece hızlı bir motor olmasını hiçbir firma istemeyecektir. 3d de güç az zamanda kaliteli işler çıkarmak demektir. Bu gücüde kolay kolay herkes elde edemeyeceği için firmaların politiklarına ve programların kabiliyetlerine malesef mahkum olmaktayız.[/quote]

küçük bi not, playstation gibi oyun platformları 128bit işlemciye sahip. bu da onları normal donanımlardan çok daha güçlü yapıyor kat kat kat kat :) ve evet. işin ticari boyutu kesinlikle var. bu gün grafik kartlarında işlemciler 256 bit güce çıktılar. ama biz masaüstü bilgisayarlarımızda hala 32 bitlik 1990 icadı teknolojiyi kullanıyoruz. bir ekran kartı 256 bit olabiliyorsa ve ben bu ekran kartını 250 dolara alıyorsam ve istatistiklerde bu ekran kartının işlemcisi benim bilgisayarımdan daha fazla veriyi daha kısa zamanda işleyebiliyorsa, intel ve amd karşımıza geçmiş rekabet yapan azılı firmalar rolündeyken alttan da akşam yemeğinde

"olum amd, millet oyunlar kasıyor diyor ne diyon dalalım mı 64 bit´e alt tarafı işlemci çiplerini basan lazerlerin filmleri değişcek.... -- yok intelcim şimdiden gaz verirsek üç yıla varmaz 128 bit ister bunlar. bırak ya.. rahatını bozma.. bak ben şimdi sallim 64 bit işlemci çıktı diye.. ama işlemci komut setini dağıtmıyım. işlemci komut seti olmadan 64 bit sürüm program çıkamaz nasıl olsa... millet de bakar 64 bit bi halta yaramıyor der. 5 yıl daha yırtarız ordan. sende ağırdan gelirsin. baba firma profilinde... "

muhabbetindeler gibi....shader geliştirme olayını abarttılar. dediğim gibi 2007´den sonra mesleği bıraksak yeridir. çünkü şu an bile directx ve opengl çığrından çıkmış durumda. zira elimizdeki renderer´lerin verimsizliğinin temel sebebi "render için geliştirilmemiş" işlemcileri kullanarak hesap yapmaları. www.sgi.com ´daki ürünleri isterseniz, cihazların üzerinde vertex işleme işlemcisi, poligon işleme işlemcisi vs.. donanımlar olduğunu görüceksiniz. yani, renderer´ler işlemleri ekran kartıyla hesaplasa, vray´de 2 saat beklediğiniz görüntüyü, realtime modelleseniz yeri.. :S... resmen dalga geçiliyor gibiyiz. elimizin altına dodge viper, ford mustang veriyorlar, ama benzinine de su karıştırıyorlar resmen.

en çokta gerçeklerle yüzyüze kalıp bu acıyı çekmeye devam etmemize sinir oluyorum [G19]

Kadir güzel bir noktaya değinmişsin. 64 bit komut seti ile programların geliştirilmesi için bunların kullanılması ve bilinmesi gerek. Misal sony anlaşmalı olduğu firmalara ps nin tüm gizli kalmış özellikleri ve neler yapabileceğini veriyor. Buda o firmayı bir adım ileri taşıyor. Gerçektende elimizde olan imkanların çok azını kullanmazıma olanak tanınıyorlar.
Aslında üretimde gizli birçok özellik var ürünlerde bunu sadece üreten firma biliyor. Amerika ırak savaşına başlamaya hazırlanırken ps üretimi durmuştu. Bunun sebebi sony firmasının ps de kullandığı bir çipin amerikanın akıllı fizülerinde kullanılmasıydı yanılmıyorsam.
Birde işletim sistemi bazında düşünürsek, windowsun bilgisayarımıza getirdiği yükte ortada, bir türlü stabil olamayan gb lerce ram isteyen bir işletim sisteminden nasıl bir verim beklenebilirki. Sürekli kayıt defteri şişen ve sistem kaynaklarını doğru dürüst kullanamayan bir işletim sistemi var bilgisayarlarımızda. Zaten vista ile iyice sistem canavarı haline gelen windows birde ileri düzey uygulamalarla karşılaşınca kasılıp kalmaktadır.
"Elektronikte en büyük devrim yarı iletken diyotun bulunmasıdır" derdi üniversitedeki işletim sistemi yazacak kadar bilgili hocamız. İşlemcilerin silisyumdan üretildiğini (kum) maliyetinin ne kadar düşük olduğunu ve firmaların olağanüstü karlar ettiklerini söylemeyede gerek yok zaten.
Bu kadar güzel bir piyasada, bu kadar potansiyel para kaynağı olacak bizlere kimse gerçek gücü vermeyecek ve vermekte istemeyecektir.
Saatlerce render beklemektense alternatif çözümler geliştirmeye yöneliyor kullanıcılar belli bir noktadan sonra.
Ama olayın birde şu boyutu var, en büyük otomobil firmaları çok gelişmiş bilgisayarlar kullandıkları halde. Olasılık ve kaza hesaplamalarını bile bir gece bilgisayarları açık bırakarak hesaplatabilmektedir :)
Kimi söylentilere göre üretici firmaların teknolojiyi 30 yıl geriden bize verdikleri söylenmektedir. Ama bunun doğrulu tartışılabilir, geriden verdikleri doğrudur bence ama kaç sene bu bilinemez :)
Başka sektörden bir örnek vermek gerekirse Yarından sonra filmindeki alınan renderler maxda alınmıştı, ve ekip o buz ve kar olaylarını simüle etmek için özel shaderler ve plug-inler yazmışlardı. Yapımcıların söylediğine göre o filmdeki sahneler bir masaüstü bilgisayarda 700 senede render edilebiliyormuş. Kaldıki renderin yanında birçok hile ve yardımcı programda işin içine girdiğinide düşünürsek neden fantastik dörtlü için 10 seneye yakın beklendiğinide anlayabiliriz.
Aslında çok büyük tezatlar var ortada, bir yanda real time render alınarak hazırlanan efektler. Diğer yanda bir tek kare için 10-15 saat bekleyen kullanıcılar. Sorun aslında bizden kaynaklanıyor, teknoloji bizim elimizde değil. Malesef teknolojide dışarı bağımlıyız. Çok uzadı galiba bu konular baya uzun :) Kolay gelsin...