mankurt (mahlukat) - sayfa: 3

Zorlama ile kastedileni ben anlamadım. Zorlayınca karşılaşılan itici sonuç ne ola ki? Tarantino gibi yaya yaya mı yazmak lazım? Ne kadar sürdürülebilir?

tekniğiniz senaryonuz efektleriniz ve fikirkleriniz cok mukemmel olmus...tebrik ederimve basarılarınız devamını dilerim......

tam puanı hakeden bir çalışma.

Zorlama adından anlaşılacağı gibi olmadığı şekle doğru iteleme diye anlatılabilir. Palio yu mercedes gibi kullanmak şeklinde de.

ileitşimde bir ileti anlam yüklenerek hedefe gönderilir. bu anlam onun taşıyabileceğinden fazlası olmamalıdır. olduğu zaman başka bir şey olmaya " zorlanmış " olur. kasıt budur.

film içinden örnek vereceğim ama sadece örnek,amacım filmle uğraşmak değil.
mankurt hatırladığım kadarıyla nayman larda yapılan bir tür işkence sonucu fiziksel anormallikler gösteren insanlara deniyor ya da öyle kurgulanmış. Yani sonuç fiziksel ve gerçek. ( bizdeki karşılığı mankafa )

yıllar içinde bu kavram sosyal yapıya da örnek kullanılmış ve özünden ayrılan özüne yabancılaşan şeklinde de kullanılmış ve genel bir zorlama ile bir yöne çekiştirilmiş.

Bu çekiştirilmeyi bir kez daha üstelik çağdaş dünyanın en büyük derdi olan ve sadece ülkemizi değil amerika başta olmak üzere tüm toplumların sorunu olan iletişimsizliği bir tek gençlik üzerine bağlamak ve o gencin de çözüm olarak en son yapılacak tavır içine girmesini benimsemekle de konuyu düz doğrultudan kendi istediğimiz eğriye çekmek için epey bir zorlamış oluruz.

Eğer mankafalık günümüzde işlenecekse bire bir ve en sert anlatım için bir terorist.
sosyal biçime zorlanmış haliyle basit bir hayatı olan devlet memuru

mizaha çekiştirilmiş hali kılıbık bir koca.

feminist hali kocasından dayak ve zulum gören kadın..

uzar gider ama hepsi de bir tür zorlamadır.

Çünkü mankafalık günümüz kavramı değildir. çağlar öncesinden bir kurguyu günümüze taşıyıp bu günün koşullarında yer almasını istemek zorlamadır. Bu her konuda geçerlidir. senaryo sadece bir örnek..

Bir ağacı esnetmek değil esneyerek iş yapan yeni malzeme bulmak lazım. hiç yığma yapı gökdelen gördünüz mü.?

kısacası yeni şeyler yaşanıyor onları karşılayan yeni kavramlar ve tarifler bulmak lazım.

günümüzün mankafalığının nedeni kafaya deri geçirmek değil. bir yığın sosyal olayı deri maske ile anlatmak izleyiciyide senaryo yu da zorlamak olur.

Bu sinemada çok örnekle yaşıyor.

Tarantino konuyu yaymıyor. Gözünüzü kırparken yada bir an etrafınızla ilgilenirken kaçırdıklarınızı size kare kare tekrar izlettiriyor. Hatta aynı olayı aynı mekanda aynı kişlerle başka bakış açılarıyla yine detaylarıyla kare kare aktarıyor. Bunu devamlı tutmak için de çok set konuları en savunmasız anınızda önünüze koyuyor. Bu sinemada yeni ve cesur bir şey. Ama ipucu doğru zaman da doğru dilde yapmakta yatıyor. 20 yıl önce aynı tarz bir fimi yapanı 9 köyden kovarlardı.

yine uzadı kusura bakmayın

mnaci

Arada aklıma geldi. Okulda öğrenci arkadaşlar enteresan bir sözcük kullanıyorlar
" Ezik ! "

belki mankafanın başkalaşmış yeni gibi adı olabilir. Bilemiyorum..
Biz akademik terbiye ile "edilgen" diyoruz.))

[quote=18197] Yazan: mnaci

Arada aklıma geldi. Okulda öğrenci arkadaşlar enteresan bir sözcük kullanıyorlar
" Ezik ! "

belki mankafanın başkalaşmış yeni gibi adı olabilir. Bilemiyorum..
Biz akademik terbiye ile "edilgen" diyoruz.))[/quote]

eleştirileriniz için çok teşekkür ederim , bu kadar tartışılması bile çok sevindirici, saygılar , selamlar.

heheh, mehmet hocam, konuyu da iyice dağıttık, ancak

"iletişimde bir ileti anlam yüklenerek hedefe gönderilir. bu anlam onun taşıyabileceğinden fazlası olmamalıdır. olduğu zaman başka bir şey olmaya " zorlanmış " olur."

bölümünde kendi adıma size katılamayacağım. çünkü bu noktada her konuda insanın kendi içinde yaptığı yoruma set çekmiş oluruz -ki iyi senaryo bence insanın kendi içinde yorumlamasını tetikleyen senaryodur- evet, dediğiniz şeyler zaman zaman "zorlama" olabilmektedir, ancak bu durum sanatın her dalında mevcuttur, resim, müzik, vs. vs. vs. ve maalesef bahsttiğiniz kadar kesin sınırlarla belirlenemeyecek, son derece göreceli şeyler de olabilir.

tarantino konusunda da, severim, izlerim, ancak sevme sebebim ikinci hatta üçüncü sınıf filmleri de sevmemdir, baktığınız zaman çok kalabalık ve bi o kadar da boş diyaloglarla kurulu, totalde ikinci-üçüncü sınıf senaryolarla dolu filmler çekmekte olan bi adamdır. evet, bi tarzı vardır, ancak sadece oturup izlersiniz, daha fazlasını vermez, eğlencelik senaryolar, filmler tadındadır. dediğiniz gibi yeni ve cesur şeyler yapmaktan ziyade, 20-30 sene önce belki kovulma sebebi olarak gördüğünüz, bol klasik klişeli tarzları benimsemiş ve onlarla büyümüş bi adam, bu tarzı azıcık da "saçmalama" ve herhangi bi içki masasında hepimizin yapabileceği ve yaptığı tarz boş diyalog potansiyeliyle birleştirerek film çeken bi adam. dediğim gibi evet, bi tarzı vardır, ancak adamın yaptığı şeyi amerikan bağımsız sinemacıların 50 sene önce de yaptığı düşünülürse, tarantino nun en büyük başarısı hollywood da kendine yer edinmeyi başarmış olmasıdır. bu açıdan da bana sorarsanız "zorlama" tabir edilen senaryoların en güzel örneklerini de sunan, bol miktarda klişeyi yeni şeylermiş gibi gösterip araya biraz absürtlük sokan bi tarz. ama severim, o da ayrı hikaye, kendim de biraz böyle olduğum için olabilir, sebebini düşündüm dersem yalan söylemiş olurum.

heheh, hocam, hakikaten çok geniş mevzular, bi gün bi yerlerde denk gelirse derinlemesine sohbetini de yaparız.

topic i de galeri yorumu amacından saptırdığımız için kusura bakmasınlar artık.

saygılar.

Çok ilginç bi çalışma olmuş merakla sonuna kadar izledim. Mısır çölleri ve diskolar, şehir ve arabaların yanında deve sürüsü. Mısır dönemlerine ait kask ve buna karşılık yeni türeyen bela eroin. Ama güzel mesajlar veriyor tabi. tebrik ederim eline sağlık

Elinize sağlık, tekniğiniz güzel ama hikayeniz kolay ve akıcı değil. Hikayenizin oturttuğunuz temellere baktığımızda hikaye biraz da nahif ve çocuksu kalıyor. Ayrıca gözden kaçırdığınızı düşündüğüm bir noktaya dikkatinizi çekmek isterim; mankurt eğretilemeniz de Aytmatov´un romanda yaptığı eğretileme göz önünde bulundurulduğunda çok cılız kalmış. Aytmatov romanda mankurtlaşmayla içinde bulunduğu sovyet komünizmine ciddi bir tepkiyi dile getirir. Herkesi aynılaştıramazsınız, herkesi kendi ideolojinizin kölesi haline getiremezsiniz gibisinden çok net bir eğretileme yapar. Bu eğretilemeden gitseydiniz çok daha başarılı bir hikaye anlatabilirdiniz diye düşünüyorum. Tabi bu benim bakış açım. Tamamen yanılıyor da olabilirim.

Ben çalışmayı çok beğendim..Hakkaten çok beğendim..bir ricam var müzik kimin öğrenebilirmiyim? Müzik çalışmayla çok örtüşmüş..Elinize sağlık..