Saçma Sapan İş ilanları

Selamlar ....geçenlerde ilgimi çeken bir konuda iş ilanları oldu...şöyle genel bir inceleme yaptığımda durumun ne kadar vahim olduğunu gördüm...

Şimdi efendim...arkadaş eleman arıyor bakınız...

3DsMax, Maya ve XSI proğramlarına hakim
Kaplama ve Render konusunda deneyimli
Vray de uzman
Karakter animayonu konusunda deneyimli
Gerektiğinde modelleme ve tasarım yapabilecek
yetiştirilmek üzere elemanlar alınacaktır.

Not : After effects bilmesi tercih sebebidir.

Ne diyeyim başka buyrun sizde ne düşünüyorsanız söyleyin.....


Muhahahahahah

Yetiştirilmek üzere :)

İş ilanları ihtiyaçları belirtme yanında ek olarak cesaret testine yöneliktir. Buradaki biraz abartılmış ama eğiteceği personele (ki her iş yeri ne kadar deneyimli olursanız olun sizi adapte edene kadar eğitir, eğitildiğiniz konunun sadece 3d olması gerekmiyor, 3d o şirkette kullandığınız bir araçtır) orta düzey biliyorsan gel demez. Deneyimli personel arar gibi çağırır, deneyimsiz biri geldiğinde de özgüven bazında kendisine bir + puan verir. Özgüven eksiği olanları da gelmediklerinden dolayı elemiş olur.

Personelin ne kadar iyi program kullandığı değil, ne kadar kararlı (kararının arkasında durabilen), baskı altında performansından fazla taviz vermeyen ve sorun çözücü olduğu daha önemlidir. Yedeği olan personelle bilgi alışverişi ile eğitim sürecinde açıklar zaten kapatılır.

Yani "ben vrayde uzmanım, geldiğim firmada kimse beni eğitemez, çünkü adım "uzman" ve bana saygı duyulacak" gibi bir yanılgıya kapılmayın. Çünkü özel sektörde pişmek, insanlar arası çıkarlara dayalı iletişimi çözmek, firma içi personelle senkronize çalışabilmek, bulunduğu şirkette görev yapmaktan ziyade şirketi bir adım öteye taşımak için araştırma yapabilmek gibi huylar, kullandığı programı (örneğimizde vray´i) iyi bilmekle hallolan konular değiller. Yani bir görselleştirme firmasına alınacak personelin kalitesi sadece kullandığı programları ne kadar kullandığı ile sınırlı değildir demek istiyorum.

Kimse hayatının sonuna kadar vrayde render alarak para kazanamaz. "Bu bu bu programları biliyorum konumumu hemen hazırlayın bakiim" diye bir talepte de bulunamaz. Özel sektör o kadar kolay bir yapıya sahip değildir. Tabii ben çizerim renderlarım maaşımı alır çıkarımcı bir zihniyetteyseniz o ayrı, çok da matah bir maaş sanmıyorum ki alınabilsin adınız da "bizim grafiker" den öteye gidebilsin.

Ben şahsen kendimi 40 yaşında hala müşteriye patrona veya herhangi birine render yetiştirmeye çalışıyorken görmek istemem. O yüzden başvurunuzdan önce iş ilanlarındaki iyi derecede, orta derecede vs. diye bahsedilen kalemlerden ziyade firma ne kadar gelecek vaadediyor, siz ne kadar gelecek vaadediyorsunuz buna bakın derim.

Cem yazdıgın yazı tamamen "köylü patron" mantığıyla yazılmış bir yazı. Hiçbir firma eğitim yada öğrertim yapmaz, her işyerinde bir adaptasyon süreci vardır, bu mesleki tecrubenle yaptıgın işle alakalı değildir. Bilmeyen bir eleman alıp yetiştirebilirsin, bu farklı bi konu.

Kurumsal ve ciddi firmalar çalışanlarını baskı altındaki performanslarıyla ölçmez, çünkü baskı yapmaz. Çalışma yöntemleri kişilere göre değişmez.
İnsanlara v-ray bildiği için değil insan oldugu için saygı duyulur, çalışanlarında "ben bu şirketi ileri götürecem. pixar yapacammm" gibi idealleri olmaz, çalışanların idealleri kendilerini geliştirip gelirlerini arttırmak üzerinedir. Firmaları yöneticileri aldıkları kararlarla, attıkları adımlarla ileriye götürür. Çalışanları sömürerek değil.

Senin ihtiyacın orta düzeyde max bilen biriyse ve ilanda " çok iyi derecede mex bilen.." dersen, gelen insanların senden isteyeceği maaş senin bu iş için ayrıdığın bütçenin üzerinde olur. Yada orta düzeyde bilip çok iyi biliyorum diye yalan söylüyen insanlara razı olursun. Ciddi firmalar için iş ahlakı yaptıgın işten 1 adım önce gelir. Cesaretini yaptıgın işlerle gösterirsin, şark şeytanlığıyla değil.

Leo burnett gibi elitist bi ajansın çalıştıgı flash programcısını görsen gözlerine inanamassın. Hayatında görebileceğin en ezik, en sünepe tiplerden birisi. çalışırken sümüğünün masyakadar aktıgını ben gözlerimle gördüm. ama çocuk yaptıgı işte 1 numara ve bu elitist yapıyı bi şekilde deliyo.

Yani kısacası bu tip ilanların çıkmasının temel sebebi sektörün gelişmemiş olması. 3 gün önce bakkallık yapan insanların hasberkader bu işlerde patron olmuş olması.

[quote=7580] Yazan: bymusa

Cem yazdıgın yazı tamamen "köylü patron" mantığıyla yazılmış bir yazı. Hiçbir firma eğitim yada öğrertim yapmaz, her işyerinde bir adaptasyon süreci vardır, bu mesleki tecrubenle yaptıgın işle alakalı değildir. Bilmeyen bir eleman alıp yetiştirebilirsin, bu farklı bi konu.

Kurumsal ve ciddi firmalar çalışanlarını baskı altındaki performanslarıyla ölçmez, çünkü baskı yapmaz. Çalışma yöntemleri kişilere göre değişmez.
İnsanlara v-ray bildiği için değil insan oldugu için saygı duyulur, çalışanlarında "ben bu şirketi ileri götürecem. pixar yapacammm" gibi idealleri olmaz, çalışanların idealleri kendilerini geliştirip gelirlerini arttırmak üzerinedir. Firmaları yöneticileri aldıkları kararlarla, attıkları adımlarla ileriye götürür. Çalışanları sömürerek değil.

Senin ihtiyacın orta düzeyde max bilen biriyse ve ilanda " çok iyi derecede mex bilen.." dersen, gelen insanların senden isteyeceği maaş senin bu iş için ayrıdığın bütçenin üzerinde olur. Yada orta düzeyde bilip çok iyi biliyorum diye yalan söylüyen insanlara razı olursun. Ciddi firmalar için iş ahlakı yaptıgın işten 1 adım önce gelir. Cesaretini yaptıgın işlerle gösterirsin, şark şeytanlığıyla değil.

Leo burnett gibi elitist bi ajansın çalıştıgı flash programcısını görsen gözlerine inanamassın. Hayatında görebileceğin en ezik, en sünepe tiplerden birisi. çalışırken sümüğünün masyakadar aktıgını ben gözlerimle gördüm. ama çocuk yaptıgı işte 1 numara ve bu elitist yapıyı bi şekilde deliyo.

Yani kısacası bu tip ilanların çıkmasının temel sebebi sektörün gelişmemiş olması. 3 gün önce bakkallık yapan insanların hasberkader bu işlerde patron olmuş olması.[/quote]

Aynı ülkede yaşadığımızdan şüphe duydum sevgili Musa. Sen ne tarz bir ütopyayı özel sektör olarak tanımlıyorsun bilemem fakat 3. dünya ülkesinde yaşadığını hatırlatmak isterim. Ek olarak belli şeyleri istediğin gibi anlamaya çalışmışsın bu konuda sana yol göstereyim:

Bahsettiğim saygı konumsal saygıdır. Sevmediğin, "saygı duymadığın" birinin isminin sonuna "Bey" koyman bundan kaynaklanır. Saygıyı haketmeyecek biridir ama konumu gereği farklı tanımlanan bir saygı ile "bey" dersin. Bu kavram karmaşasında daha fazla boğulmayacağını umuyorum.

Cümlelerinde geçen personelini sömüren patron kavramı bir çeşit paranoyaklık bana sorarsan. Ben bu tarz bir eğilimden bahsetmedim. Bunu da örnekle açayım sana: bir firmadasın çalışıyorsun fakat Pentium 3 450 ile. O sorunu çözmek için bir adım atmak (patronunla görüşmek) bir çeşit özveridir, bahsettiğim personel özelliği de budur. Bahsettiğin algoritmik anlayışla o zaman o bilgisayarda işini yapabildiğin kadar yapman gerekiyor, bu firmanın bilgi işlem departmanı bu sorunu tespit etsin bana ne demek gerekiyor özetle epey bir saçmalamak gerekiyor.

Firmanın finansman sorunlarını çözmek, iş takibini yapmak, bağlantıları yakalamak evet senin işin değildir. Ama firmada kullanılacak bir donanımı tavsiye etmek, personel olarak sen ve senin gibilerin verimini artıracak önerilerde bulunmak, bir nevi kafanı kullanmak verimli personel anlayışıdır. "Ben vray bilmek, gerisine karışmamak hön hön" diye bir anlayışla dediğim gibi bahsettiğin gelir daha çok durur o seviyede.

Özetle ülkemizde senin bahsettiğin ütopik kurumsal firmalarda "vray biliyosan gel, sende başka hiçbir özellik aramıyoruz" diyecek kadar nokta atışı konumlara personel aranıyor olabilir (ben görmedim) ama benim etrafımda "personel" aranıyorsa o personel program kullanmaktan daha fazlasına hakim olmalıdır. Yoksa freelance öğrencilere dışarıdan iş yaptırmak daha ucuza gelir zaten.

İş tecrübesi yaşamayan birisi olarak, çalışanlarda zannediyorum bu problemi :P.

Ne kadar doğrudur bilemiyorum ama tahminim şu şekilde.
Programı açmayı, kapatmayı, dosya kaydetmeyi bilenler, "biliyorum, ben aşmışım.." gibi konuştuklarından.
İşverenler bu durumdan çok sıkılmışlar. Artık bunlar gibileri gelmesin diye, bu şekilde ilan bırakıyorlar diye düşünüyorum :). Belkide yanılıyorum, internetde kendilerini övdükleri kadar, iş başvurularında bunları yapmıyor olabilirler.

Ek 1. Adaptasyon derken kastettiğim "o firmada çalışma eğitimini" kastediyorsun zaten.

Ek 2. Baskı altında test etmek değil, incelemek gerekir yönetici konumundaysan. Baskıyı da yapay olarak oluşturmak değil, acil durumlarda, iş yığılmalarında personel yetkinliğini fark etmek için kullanırsın. Bu personel kalitesinde bir kriterdir.

Şu konuda sana katılıyorum, senin bahsettiğin çoğu norm "amele personel" tanımına uyuyor. Yani değiştirilebilir, yerine yenisi bulunabilir, yatırım yapmayı gerektirmeyen her personel için bahsettiğin doğrudur. İşini yapsın, maaşını alsın. Devlet memuru mantığı... Özel sektörde bu yok ya da ben paralel bir dünyadan yazıyorum bunları.

"Şu konuda sana katılıyorum, senin bahsettiğin çoğu norm "amele personel" tanımına uyuyor. Yani değiştirilebilir, yerine yenisi bulunabilir, yatırım yapmayı gerektirmeyen her personel için bahsettiğin doğrudur. İşini yapsın, maaşını alsın. Devlet memuru mantığı... Özel sektörde bu yok ya da ben paralel bir dünyadan yazıyorum bunları."

şu cümlenden sonra şukadarını söyliyimki, ya patronsun yada çok iyi "gaz" almış bi çalışansın. Yerine yenisi bulunamaz diye bişey yok. hiçbir firma için kimse vazgeçilemez değildir. belli standartlarda çalışan insanlara devlet memuru yada amele personel değil insan gibi çalışan denir.
Bende bir denem senin gibi gaz almıştım, o dönem bende senin gibi düşünüyodum. ama şuan baktıgım zaman, adamlara ciddi para kazandırmışım banada bol uykusuzluk kalmış başka bişey değil.

Cem türkiyedede yabancı ortaklı ajanslar ve prodüksiyon firmalarıvar, bu firmalar yabancı ortaklarından dolayı mecburi standartlar sunar. senin bahsettiklerin (genel olarak) m.koy, gayrettepe civarındaki ufaktefek firmalar. ve bu firmalar ciddi şekilde çalışanlarını sömürür. bende iyiyerlerdede çalıştım kötü yerlerdede. "burda öyle firmalar yok" gibi bişey yok. var ama sayılarıda az girmekte zor.

çalışana yatırım konusundada şukadarını söyliyim, kimse binmeyeceği aşeğe arpa yedirmez :))

başvuru yapmak istersen, düzgün çalışan satandartları olan firmaların bi listesinide mail atabilirim. ideallerin varsa bu tip yerlerde başarılı olma şansın olur. diğer yerlerde sadece patronuna çokça para kazandırırsın.

Musa bir ara fala gelirim sana. Kahvesiz bakabiliyorsun tebrik ederim.

Ben çalıştığım firmada departman yöneticisiyim. 3d sadece bir araç, ağırlıklı olarak sanayi bölgesinde operatörlerin resmi çözüm ortağı olarak (diğer tutarsız varsayımlarında olduğu gibi taşeron taşeronu olmadığımızı bilmen için söylüyorum) imalat odaklı olarak GSM antenlerini kamufle ediyoruz. Bu konuma tamamen çalıştığım insanlarla karşılıklı anlayış dahilinde geldim. Her firma gibi sıkıntı yaşadığımız dönemlerde yalnız bırakmayarak, destek verdiğimde destek aldığımı görerek. Bunun ayrımı çok önemli. Kullanılmak ayrı, herkesle beraber işine sahip çıkmak ayrı.

Gaz konusunda ise sana şunu söyleyim, bildiğim tek bir düstur vardır, iş sonuçlanmadan firma para kazanamaz. Firma para kazanmazsa personel harcamalarını veya sayısını kısar. Bu genel bir kural aslında. Simitçi için de geçerlidir, işçi için de geçerlidir, fabrika sahibi için de.

Konuyu hala hayattan yediğin sillelere veya hayal kırıklıklarına çekiyorsun. Uykusuz kalmak vs. gibi konulara... Uykusuz kalmak, şirkette geceler geçirmek bana sorarsan disiplinsiz, sallapati çalışan personele ait bir davranış türü, bunu ben de yaptım belli bir dönem fakat ben senin uykusuz geçireceğin geceye güvenerek gündüz işleri sallamamış olmana ihtimal vermiyorum. Disiplinli ve belli bir işleyişe göre mesai değerlendirmek, zaman kısıtı altında programlı çalışmak, daha doğrusu "kişisel iş akışını projelendirmek" zaten deneyim gerektiren bir konu. Yani 5 yılda 10 iş değiştirmişsen artık her patronu "aynı" veya her personeli "gazlı" şeklinde genelleme derim.

Sektör eşek örneğindeki gibi acımasızdır. Ekmek görmeden köfte vermez. Ağlamayana da mama vermez. Kimse şartların adil olduğunu söylemedi. Hiçbirimiz de (galerine bakarak 3d sektörünü baz alarak yazıyorum) görselleştirme şahı olmadığımıza göre, önce ne verebiliyoruz ne alabiliyoruz buna bakalım derim. Hakkını yedirmedikten sonra hem işini hem de firmanı sahiplenmelisin. Yoksa daha çok iş değiştirirsin. Gecelemene gerek olmasa da çıkmak için saniye sayıyorsan güven kaybedersin.

Baktın olmuyor, ne yaparsan yap bir etki yaratamıyorsun. O zaman daha düzgün insanlarla ya da "insanlarla" çalışırsın. Beni kandırdılar diye sızlanmaktan iyidir.

not: Türkiye´de istanbuldan farklı şehirler olduğunu da hatırlatarak Ankara´da olduğumu belirtmek isterim. Başvuru içinse -her ne kadar çalıştığım yerin standartlarının düzgün olmadığı şeklinde kaynağını anlamadığım bir varsayımda bulunmuş olsan da- konuyu uzatmadan teşekkür ederim. İşimden son derece memnunum. Çalıştığım meslek esas mesleğim (istatistik) ile alakalı olmasa bile ideallerim konusunda geldiğim noktaya baktığımda senin gibi tanımadığım birinden tavsiye isteyecek noktada olmadığımdan eminim. Yaşamış olduklarından dolayı ise üzgün hissettim. Umarım ömrünü artık daha doğru adımlarla/kararlarla sürdürüyorsundur ve hatalarından ders almışsındır.

Kolay gelsin.