Bilim ve Felsefe:1-Uzay

Herkese selamlar.Maksat Muhabbet olsun diye açtığım bu konu sadece
kendi tezlerim ve yorumlarımdan ibarettir...Doru veya yanlış olabilir.

Konu:Uzay

3dsmax´te çoğunlukla arka planlarla ve kısıtlı bir şekilde
oluşturduğumuz bu devasa yapı ne kadar büyük?Hatta sonsuz mu?
İnsan sonunu göremediği ve bilmediği şeylere hep sonsuz demiştir.
Bence herşey gibi uzayında bir sonu vardır ve eğer bana "madem sonu
var bu yapının o zaman şekli nedir?" diye sorarsanız vereceğim cevap
Sphere den başka bişey olmaz :).Yani küre şeklindedir.İnanan insan
Allah´ın her şeyi bir simetri içinde yarattığını ve bu simetriye görede,
uzayında içindeki gezenler gibi küre şeklinde olduğunu düşünebilir.
Şahsen bana başka bir şekil mantıklı gelmiyor.Prizma,küp veya bunu gibi
çokgenlerin türevi olan şekiller hangi mantığa dayanarak uzayın şeklini
oluşturabilirler ki?
Hatta boyut olarak insanın uzaya oranını sorarsanız size hücrenin
Dünya´ya oranı kadar olduğunu söyleyebilirim.Beni bu düşünceye yönlendiren
tek şey iç güdülerimdir.Belkide hücrenin en küçük yapı birimi olması.
Baştanda söylediğim gibi bu düşüncelerim bir bilimselliğe dayanmıyor.
Ama belkide gerçekten öyledir.Kim bilir?...Çünkü insan her şeyi bilimle
bulamaz.Bazı şeyler için kendi aklını ve zekasını kullanmak zorunda
kalır.
Uzay içinde uzaylar ve onun içinde yine uzaylar...
Acaba böyle ksır döngüler varmıdır?Hani küre şeklindeydiya uzaylar, işte
bu kürelerin bulunduğu bir yapıda olmak zorunda.Çünkü şekli olan her yapı
bir şeyin içinde,kapsamında olmak zorundadır.Bu son yapıyada Ultra Uzay dersek
alın size bir soru:
Bir ultra uzayın içinde kaç tane uzay vardır?
kendi sistemimizdeki yıldızları ve gezengenleri düşünürsek bu sorunun
cevabı hatta düşünmesi bile insana kafayı yedirtebilir.
Unutmayın!Düşünen insan keşfeden insandır alın size düşünmeniz için
birkaç soru.
1)Her Ultra uzayda Dünya gibi bir canlı gezegeni olduğunu düşünürsek
bir ultra uzayda 70000 gezegen var diyebilirmiyiz?Bu sayıyı sallamadım!
Düşünün!
2)Uzayda yeterli ışık olmadığı ve cephelerine ulaşamadığımız için uzayın
tamamını göremiyoruz.Sizce bunlar olsaydı uzay ne renk olurdu :)?
3)Uzayda canlı olma ihtimali ne kadar?Acaba Uzaylı diye tabir ettiğimiz
ve görülen şeyler birer cin mi? Diyorum ve sözü sizlere bırakıyorum...

arkadaş önce aramıza hoşgeldin yenisin sanırım, sorulara gelince:

1- elcevap=[G6] [G7]

2- elcevap=bu soruyu bende düşündüm ve gördüklerime araştırdıklarıma dayanara şöyle derim; mesela hepimiz (yada çoğumuz) uzayda büyük teleskoplarla çekilmiş bulutluların (mesela orion bulutlusu... ölemiydi[G2])fotoğraflarını görmüşüzdür, onlar nasıldır sanki koca bir bulut kütlesi; bulutlu dediğimiz ne etrafında ışık sacan gök cisimleri var ve dehşet güzellikte parıldayan rengarenk bulutumsu kütleler...şimdi insan düşünüyo böle ışığın olduğu (büyüş ışık huzmelerinin bir araya geldiği ) yerlerde bunlar gözüküyor , bir an bu karanlık alemin lambasını biri yaksa [G6] acaba uzay bu büyük rengarenk bulutlulardanmı oluşmakta??? bence uzay çok komplex rengarenk (ışık rengi belirleyen faktördür) bir görünümde olsa gerek...

3- elcevap=Uzayda canlı olma ihtimalı var, hatta ihtimalin ötesinde biz uzaydayız ve canlıyız [G1] bizden başka canlı olma ihtimali ise; ben hislerimin dışında araştırmalarım ve gözlemlerimi de katarak destekli savurucam, "vardır" ama bizim göreceğimiz tipten şeyler değillerdir, murat arkadaş, sana o konuda katılabilirim. ben böle derim...

Hoş bulduk.enteresan.... Entersan![:)] yorumların için saol...
Bol maxli günlerr...[;)]

Bu konu ve sorular tam Snaap lik [G1] Hadi bekliyoruz Snaap [G22]

:) eheh. Aslında pek fazla fikrim olduğunu söyleyemem. Lakin bildiğim o ki yapılan araştırmalara göre uzay sonsuz değil . ortalama 300 milyar galaksi ve her galakside 300 milyar yıldız olduğu tahmin ediliyor. Ve evrende aşağı yukarı 10 üzeri 78 tane atom olduğu söyleniyor. Bu da uzaya sınır çizme anlamını taşıyor. .Evrenin, her an genişlediğini varsayarak zamanda geriye gidildiğinde tek bir parça halinde olduğu ve patlamadan sonra maddenin her yöne homojen olarak dağıldığı içinde tarifi gereği (merkezii bir noktaya eşit uzaklıktaki noktaların oluşturduğu geometrik şekil)küre şeklinde olduğuda söylenebilir.Uzay içinde uzaylar. Aslında bu sonsuz kudreti gösteren en büyük paradoks. Uzay ayrı bir evren , galaksiler ayrı bir evren , gezegenler ayrı bir evren , dünya özellikle ayrı bir evren , insan ayrı bir evren , insandaki sistemler ayrı bir evren , sistemlerdeki organlar ayrı bir evren , organlardaki dokular ayrı bir evren , dokulardaki hücreler ayrı bir evren , hücrelerdeki nükleik asitler ayrı bir evren , proteinler ayrı bir evren , proteinlerdeki amino asitler ayrı bir evren , aminoasitlerdeki moleküller ayrı bir evren , moleküllerdeki atomlar ayrı bir evren , atomlardaki protonlar ayrı bir evren , protonlardaki kuarklar ayrı bir evren , kuarklardaki gluonlar ayrı bir evren... Zamanla daha derine gidiyor. Benim kişisel görüşümde bilim bunun sonuna hiçbirzaman ulaşamayak. Şimdide süpersimetri teorisi çıktı. Buda boşluğu reddeden bi teori. 10 üzeri -34 metre çapındaki simetrik yapılardan bahsediyorlar. Madde bulunuyor , karşı madde bulunuyor. Birde karanlık madde çıktı. Görünmüyor ama etkilerinden varlığı anlaşılıyor. Bu böyle sonsuza kadar gider. Bu nasılbir GÜÇ ? Nasıl bir KUDRET ? Düşün düşün boşuna. Kavrayamıyor insan o kudreti , o gücü. Hangi rastlantının , tesadüfün gücü buna yeter ?

Uzayda canlının var olup olmama konusunda ise pek detaylı bilgim yok. Ama benim kanaatim canlıdan kasıt organik bileşiklerin oluşturduğu bedensel canlı ise imkansız. Hiç bir gezegen dünyanınki gibi olması gereken yerde değildir.Neden su dünyada varda dünya ile oluşumu birbirine çok benzeyen yaklaşık olarak aynı yörüngede yüzen ay da yok ?Organizmalar için su yaşamın temel ihtiyacıdır. Neyse bitti.

Hoş geldin Murat.Soruların da ilginç.Kişisel görüşlerimle açıklıyayim:

1 - Her ultra uzayda Dünya gibi bir canlı dezegenin olduğunu düşünmemiz yanlış.Bence Dünya dışı gezegenler war.Yani bizim görebildiğimiz ya da tanımlayabildiğimiz uzay boşluğunda,bizim gibi canlı warlıkların,bulundukları atmosferde yaşamını sürdürmeleri imkansız.Hatta %0 bile diyemeyiz.Çünkü hava olmadığı için yüksek basınç vardır.Yani mesala dünyadan 1 karede uzayda olsan,gözlerin içine girer,kolların ip incecik olur,ezilirsin.Yok olursun.Zaten de oksijen olmadığı için tırrrrrt :)Hem zaten olsaydı,kutsal kitaplarla bize bildirilirdi...

2 - Uzayın rengi olmaz.Uzaya ne renk ışık yansıtırsan,en son bölgeden sıçrayan ışıklar,uzayın rengini oluşturabilir.Çünkü bir atmosfer yok.Yani ışık ışını bir yere deymeli ki ışık ortaya çıksın ve bizim gözümüze kadar ulaşsın.Bu süre de Dünya yaşının,evrenin genişleme hızıyla çarpımının 300.000 ile çarpımıdır.Ki eğer evrenin sonu olduğunu düşünürsek...

3 - Uzayda başka warlıkların yaşadığı artık kesin.Yani bu gün handi bilim adamına sorsan ewet diyecektir..Ama bunlar bizim bildiğimiz uzaylı tipler de olabilir,sürüngenler de olabilir.Çünkü her yerin atmosfer yapısı farklı.Hatta çoğu yerde atmosfer bile yok.Güneşten ne ışık geliyorsa,onu alıyorlar yani.Gündüzleri 200 derece olurken,geceleri -100 derece oluyor.Yani bu şartlara uygun yaratıklar war.Ama arada sırada atmosferimize girip bizi rahatsız eden şeyler uzaylı da olabilir,cin de olabilir,kainatın yaratıcısının da bir testi olabilir.Bu konuda çok şey söylenebilir.Çünkü çok az şey biliyoruz.

Bi de sen insanın boyutunu söylemişsin.Hücrenin dünyaya olan oranını örnek wermişsin:

1970´lerde mi ne,Apollo adlı uzay aracı bizim güneş sistemimizden çıkmak için dünyadan ayrılıyor.Atmosferden kurtulduktan sonra saatte 1500 küsür km hız yapıyor.Bu araç 11 yıl sonra samanyolu galaksisinden çıkmayı başarıyor.Yani hızını 1500km/sa ´den hesaplarsak,günde 36.000 km,ayda 1.080.000 km,yılda 129.600.000 km,11 yılda ise 1.425.600.000 km yol katediyor.Bu hızla sadece bizim samanyolu galaksimizden çıkabiliyor.Ve arkadaşlar,samanyolu galaksisi,mayami sahillerindeki bir tane kum tanesine benzer.Yani biz bir kumuz :))...

yapmayin etmeyin hocalar.. Lutfen!

bu geri kalmis muhabbetlere dayanamiyorum, keza el´in yabancisi uzaya cikip bilgi topluyorken biz de bos durmuyoruz hani..
Kendi aramizda DIN´sel MODIFIKASYON yapmanin yollarini aramis hatta TANRIyla ozel iletisime gecerek kendisinden yasadigimiz yuzyilin kosullarina uygun yeni bir din beklentilerimizi gorusurken sizlerin hala uzay-mekan-felsefe acmazlarinda bogulmanizi icime sindiremiyorum..

PLUG AND PRAY :[url]http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=plug+n+pray&nr=y&pt=plug+and+pray[/url]

[img]http://www.plug-pray.org/HolySell.jpg[/img]

kazanmis oldugunuz sevap-bonus kadar iletisime gecebilir, her turlu beklentinizi sunabilirsiniz

OPEN SOURCE DIN: [url]http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=open+source+din[/url]

[img]http://www.plug-pray.org/ENG/Home_02.gif[/img]

TANRI ONLINE:
[url]http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?t=gelecek+bir+sonraki+dinden+beklentiler&nr=y&pt=manevi+degerler+borsasi[/url]

[G3]

Ne Lan bu denyo..

[quote=4147],11 yılda ise 1.425.600.000 km yol katediyor.Bu hızla sadece bizim samanyolu galaksimizden çıkabiliyor.[/quote]

Allah allah bi enteresanlık var. Sadece dünya ile Jüpiter arası zaten 1 milyar küsür km değilmi ? Yani değil samanyolu galaksisi güneş sisteminin bile dışına çıkamıyor gibi.

Galaksinin dışına henüz bir şey çıkmadı.Mevzubahis olan uydu ise geçen yıllarda güneş sistemini terk etti.O uydunun en yakınımızdaki yıldız sistemi olan alfa sentori ye ulaşması bile milyarlarca yıl alır.
Bu arada dünya küre değil döner elipsoid şeklindedir.Dünya henüz katı değilken üzerinde mevcut olan dönme etkisi yüzünden bu şekli aldı.