Yurt dışı mı Türkiye mi? - sayfa: 2

[:)1] acı dolu bir deneyim Serhan hocam derler ya hayırlısı bunda da bi hayır vardır zaten iskender çok güzel bişey değil lahmacunda mı yok orada [S54]

bu işler biraz nasip işidir e katılıyorum.

şans ve nasip işi. ama bunu yaratanda bizleriz. kaderimiz seçimlerimizde yazıyor, buna tanrı bile karışmıyor, biz ne dilersek hayatımıza onu çekip , onu diliyoruz. bazen doğru yerde doğru zamanda olmak gerekli..

bu iş özel değil artık. muhasebecilik, yada onun gibi bir meslek dalı sadece. benim küçük kardeşim bile canı sıkılınca animasyonlar yapıyor pc de :)

ortalıkda kurs bitirip, ben artık grafikerim diip, 4 yıllık mezunları hiçe sayılıyorsa, mimarlık bitirmeyipde yine ben mimarım diyilebiliyorsa , evet ortada bir sorun var demektir.

bunlar neden değer bulmuyorun cevapları sadece. çünkü siz olmasanız bi başkasını hemen bulabilicek. sizin maaşınızın kat kat aşağısında çalışıcak birini hali hazırdada hemen bulabilicekler.

yurt dışında emre görenin dediği gibi iyi maaşa karşılık, pahalı bir ülke sizi bekliyor olucak. gidenler ise bu konuda yeterince mutlu değil.burda çok iyi şartlarda yaşayıp, yurt dışında resmen sefalet çekip, tek göz odada yaşayan mimar arkadaşlarım var.hemen hemen yer yemeğin içine attıkları domuz ve domuz ürünlerini yememek için yediği hamburger vb şeylerden bıkmış durumda :) tabi bunlar yaşam kalitenizi ne kadar önemsediğinizle de ilgilidir.

bizim ekonomizden daha düşük bütçeli ülkelerde çalışan insanlar var. örneğin pakistanda tanıdığım bir kaç cg ile uğraşan insanlar. gerçekden çok zorluk içindeler, maaşınızın kat be kat altında çalışıyorlar, ama inanılmaz yetenekliler. belki bi uçak bileti alacak paraları yok..

peki bu işi bu kadar çok yapan insan varsa, ve bir o kadar da iş potansiyeli varsa, ve bu ülkedede oluyorsa ... emre gören ve emreşan ı bi irdeleyin derim :)

iş dünyasındaki en önemli şey, birkaç iyi tanıdık, biraz şans, çokça yetenek, ve kendinizi altın tepside sunmaktır. insan dışıyla karşılanıp, içiyle uğurlanır. kendinden emin olmak, kendine inanmak, yaptıklarına, yapabileceklerine inanmak, iyi bir ikna yeteneğine sahip olmak, karşındaki insanı anlamak, kendi isteklerinizi sanki onun isteğiymiş gibi tekrar onlara sunmak, bir altın tepsiye sahip olmak..

ne kadar yetenekli olursanız olun, iki kelimeyi bi araya getiremeyen, sanki birazdan futbol maçı yapıcakmışızda,defans oyuncuymuş gibi duran , konuşurken yere bakan bi adama kimse binytler ödemicektir.

ne Türkiyede, nede başka bi yerde.

[quote=16188]
iş dünyasındaki en önemli şey, birkaç iyi tanıdık, biraz şans, çokça yetenek, ve kendinizi altın tepside sunmaktır. insan dışıyla karşılanıp, içiyle uğurlanır. kendinden emin olmak, kendine inanmak, yaptıklarına, yapabileceklerine inanmak, iyi bir ikna yeteneğine sahip olmak, karşındaki insanı anlamak, kendi isteklerinizi sanki onun isteğiymiş gibi tekrar onlara sunmak, bir altın tepsiye sahip olmak..

ne kadar yetenekli olursanız olun, iki kelimeyi bi araya getiremeyen, sanki birazdan futbol maçı yapıcakmışızda,defans oyuncuymuş gibi duran , konuşurken yere bakan bi adama kimse binytler ödemicektir..[/quote]
evet aslında ben çok iş bilmeyip çenesi karizması ve imajıyla anlamadıgı bi konuya bile biliyomuş edasıyla evet diyip pirim yapanları çokca biliyorum bu konuda haklsın





[quote]
ortalıkda kurs bitirip, ben artık grafikerim diip, 4 yıllık mezunları hiçe sayılıyorsa, mimarlık bitirmeyipde yine ben mimarım diyilebiliyorsa , evet ortada bir sorun var demektir.[/quote]

ama bu konuda sana katılmıyorum endüstri tasarımı bitirmeyip ortalıkda ben tasarımcıyım diye iş yapanda çok
[G6]

İstediğin şeyleri dışardan daha kısa sürede ve daha iyi kalitede almak varken (kurslar, ücretsiz eğitim veren yerler, internet, kitap) bir beton yığınına sabah girip akşam çıkmak bence bir tercih meselesi. Özellikle de bu kadar çatallanmış orta, yüksek ve mühendislik eğitimi veren ve bu okulların özel versiyonları varken! Meslek eğitimi veren okulların (orta, yüksek) eğitim fonksiyonları birbirine yakınken (olması gereken), şartlara göre öğrenim olayının farklılık göstermesi de ayrı bir konu.

EK:

Örnek:
Artık ilköğretimden itibaren verilmeye çalışılan ingilizce eğitimi gibi. Yapılan istatistiklerde; özellikle devlet okullarında verilen ingilizce eğitiminin kalitesinin düşük olmasından dolayı, normal şartlarda o sürede verilen bilginin uygulanabilir halde olması gerekirken, uygulanamadığı; bu eğitimin daha kısa sürede (1/3, 1/2) daha kaliteli bir sistemde öğretildiği bulunmuştur.


EK2:
Bu eğitimlerin (aklınıza gelebilecek her konuda), ücretlerinin daha yüksek olmasına rağmen; diğer yönüyle isdihtam masrafları, ulaşım bedeli, iş gücü kaybı, zaman kaybı (öğretilemeyen zaman, ulaşım vs.vs), daha sonradan geri verilecek ödemeler göz önünde bulundurulduğunda; avantajlı duruma geçebileceklerini de göz önünde bulundurmak laızm. Bence.

EK3:
Bizim eğitim sistemimizde okulların çoğunun meslek sahibi yapmadığını, sadece okul mezunu yaptığını gözlemleyebiliyoruz (ben gözlemleyebiliyorum).

kolay gelsin.

Emre Goren ve Emresan´ in basarisi isimlerinden geliyor bir kere. Cunku bu ulkede isminde Emre olanlara torpil yapiliyor :p Sizde isminize Emre koyun size de torpil yapsinlar [G3]

cici haklısın sende tabiki. aslında takılmıyorum okul konusuna bu kadar, benim en iyi arkadaşım lise mezunu ama çok iyi bir grafiker, bana göre en iyisi. her işi inanılmaz güzel.okuyamamış olmasına rağmen her gece 5 lere kadar kendini geliştirecek, yeteneğine birşeyler katabilecek çok şeyle uğraşıyor. bu en önemli şey benim için. konu saptı azıcık ama ben eğer yurtdışındaki şartlar kötü olacak ise, 2.sınıf insan muamelesi vb şeyler yaşanıcaksa gidilmesi taraftarı değilim. Türkiyede de bu işler gayet iyi yapılıyor un bi sürü örneği var.


+

ikinci bi emre kadar herkes adını emre yapcak.[G3]

Nilüfer Emre Durna : hmmm pek olmadı sanki [G3]

bu okuma okumama konusuna girerse konu dağılacak ki zaten dağılıyo gibi ama hadi hayılsı bakalım toparalanbilecekmi..

nedim yılmaz --> nedim emre yılmaz --> emre yılmaz

yok yok

direk emre[G25]

bu arada iskender laf atanlar olmuşş bursalıyım haberiniz olsun[G20]

serhan hocam sen iste vallahi postalıyayım ama tabi bursada olduğum zaman[G1]

[quote=16188]bu işler biraz nasip işidir e katılıyorum.

ortalıkda kurs bitirip, ben artık grafikerim diip, 4 yıllık mezunları hiçe sayılıyorsa, mimarlık bitirmeyipde yine ben mimarım diyilebiliyorsa , evet ortada bir sorun var demektir.
bunlar neden değer bulmuyorun cevapları sadece. çünkü siz olmasanız bi başkasını hemen bulabilicek. sizin maaşınızın kat kat aşağısında çalışıcak birini hali hazırdada hemen bulabilicekler.
quote]

Peki bu durumda ben hangi gruba giriyorum acaba. [G2] Şimdi..

1- Eğitim durumum: İst. Ünv. H.A.Y Eğt. Fak. Fen Bilgisi öğretmenliği [G7]
2- Bu işlerle ilgili bir kursa gittim mi / sertifikam var mı? HAYIR! Sadece araştırarak, uygulayarak, bol bol çalışarak.
3- Peki bu işlere para kazanma bazında giriştim mi? Valla 5 senedir uğraşıyom daha hiç bir iş alma cesareti gösteremedim ( okulunu okumuşlara ayıp olmasın diye)
4- Eee nası geçiniyon oolum sen? [G1] Valla geçinemiyom. İşte bi 3-5 kuruşa eğitmenlik yapıyom. ( o da öğretmenlikten kurtarıyoz [G1] ) Bi de pıtırcıklarım var onlara özel ders veriyom.[G16] Ama zor bea!.. [G9]

E şimdi buyrun siz karar verin. Bu durum hep böyle gitmeyecek elbet. Yarın bir gün bana bi iş teklifi geldiğinde kabul etmelimiyim. Edersem okulunu okumuşlarla aynı fiyatları mı belirlemeliyim. Ya da sırf müşteriyi kaçırmamak için "ucuz etin yahnisi... " misali işi sallama yapıp fiyatı düşük mü tutmalıyım. (Gerçi son alternatif kulağa hiç mantıklı gelmiyor. [G8]En neticede yaptığım işler yapacaklarımın teminatıdır yani...)

emreşan ayrı, emre ayrı. karıştırmayalım. Ben başka emre olduğunu bimiyodum forumu okuyana kadar. Genelde piyasada "başarılı reklam" işleri bulunan, tanınmış işlere imza atan ve senelerdir bu reklamların ellerinden geçtiği profesyonel arkadaşlarımız var ama içlerinde bi emre ben varım gerisi ise zaten çok sosyal insanlar olmadıkları için bu ve benzeri internet ortamlarında vakit geçirmiyorlar. Bu konuda çok şey söylendi çok şey yazıldı ama hiçbir şekilde standartları değişmedi. Piyasada iki tür isim var. Bir şirket ismi, birde bu şirketler dışında sürekli bir çok yapım şirketi ile çalışan benim gibi şirketi olan veya freelance çalışan özel isimler. Bir post sdütyosunda çalışmış bir kişi yaptığı işleri değil, çalıştığı şirketi referans eder. ha yok benim işlerimin çokluğu ve kalitesi bu şirketin ismini ezer diyorsa ve elinde o kadar çok bitmiş ve yayımlanmış güzel iş varsa kendi ismi ile var olmaya devam edecektir. Ün şirketin ünü değil kişinin ünü olacaktır. Bu işi xxx şirket değil xxx kiş iyapmış demeye başlarlar. Benim öngörüm bu süreç 5 yıldan evvel oluşmuyor. Amaç bu konuda kariyer ise bu süre zaten iş yaparak kendiliğinden geçiyor. Bence Türkiye böyle bir kariyer için ideal bir yer. yurtdışında herşeyden nce sıfırdan başlama riski var. birde olaya alışma süreci işin içine girince işler zorlaşabilir. Türkiyede yapılan işleri takip edin. Bu işleri yapan stüdyoları takip edin. Elinizde imkan var ise buradaki insanlarla tanışın. Bu stğdyoları ziyaret edin.Olayın gerçek tanıkları ve isimleri ile birlikte vakit geçirin. Atmosfri biraz koklayın.Sanmıyorumki kimse sizin bu tür merakınızı garip karşılayıp ders davranacaktır. Açın Imaj a Sinefekte, Animaya, 1000volt a telefon, ben bu işleri amatör olarak yapıyorum ve bir stüdyonun nasıl çalıştığını merak ediorum diyebilirsiniz ve birşey kaybetmezsiz inanınki. Buradan hiçbir alternatifin gerçkliğini tatmadan yurtdışı ve Türkiye karşılaştırması yapmayın. Bu konuda merakınızı ve isteğinizi açık edin arkadaşlar. Sizin ne kadar işe ihtiacınız var ve potansiyelinizi değerlendirmek istiyorsanız bir o kadar fırsat sağınızdan solunuzdan pazalel evrenlerde sizi teğet geçiyordur inanın. Şahsım adına bu tür istekleri olan arkadaşlara elimden gelen yardımı yaparım. Bildiğimi, bilmediğinizi göstermekten, anlatmaktan çekinmem.

emre şan

emre gören

emre (mengler)- ankara

emre yolcu( tess) - ankara

uğur emre demirci - ankara

emre (ihriyar mimar)

emre erdem



aklıma gelirse yazarım yine [G3]