Gezelim Görelim (İstanbul Arkeoloji Müzesi)

Bilgisayar başında günler aylar geçirip pirelenmek bir tarafa , arada sırada farklı yerler, mekanlar gezmekte fayda var.
İstanbul Arkeoloji Müzesi İstanbulun karışıklık ve keşmekeşliği içinde kafanızı dinleyebileceğiniz , bir kere gittikten sonra mutlaka yine gitmek isteyeceğiniz , sadece bahçesinin huzurunun bile size bir çok sıkıntıyı unutturacağı bir yer , İstanbulda kolay bir mekanda olmasına rağmen etrafındaki diğer tarihsel doku yüzünden zaman zaman görülemeyen ya da pek çok kişinin bilmediği bir yer.
Ben arada sırada yıllardır bunaldığımda gidip dolaşırım bahçesinde otururum , kafamı dinlerim .
Bahçesinde bir sürü sevilmeye alışkın kedi vardır.
Müzenin tamamını gezmeye bir gün yetmiyor , ki eğer niyetlenirseniz mutlaka erken saatlerde gidin yoksa keşke biraz daha gezebilseydim diye üzülürsünüz.
Müze Osman Hamdi Bey tarafından kurulmuş , Bu günkü avludaki ilk bina eski Sanayii nefise mektebi alisi (Mimar Sinan Üniv.) nin ilk binası, 4 adet binaya dağılmış bir müze , ilk gidenler tek müzeyi ya da tek katı gezip bitti sanmasınlar, özellikle ana binada bir çok tarihi film de çekilmiş ki burası 4 kattan oluşuyor , pek çok kişinin görmediği üst katlar ziyarete açık ve çok değerli arkeolojik eserler bulunmakta.
Benim buraya koyduğum bölümler Müzenin çok sınırlı bir bölümüne ait umarım ilginizi çeker.
Eğer bir kaç kişinin dikkatini çekipte müzeye giderse ben kendi adıma amacıma ulaşmışım demektir ,
İstanbul Arkeoloji müzesi arkeolojik eser açısından dünyanın en büyük 2. büyük kolleksiyonuna sahip. (British museum dan sonra)
Müzeyi gezerken ülkemizden kaçırılan eserleri de gördükçe üzüleceğinize eminim.
Müze öğrenci ve öğretmenlere ücretsiz, Normal giriş ücreti de yanılmıyorsam 5 ytl idi, mutlaka zamanınızdan bir ufak bölüm ayırın ki eminim pişman olmayacaksınız , Müzede pek çok yeni bölüm açılmış bir günde bitirmek imkansız gibi.
Müzenin yeri ise Gülhane parkı içinden Topkapı Sarayına çıkan yokuş üzerinde sol tarafta.


Müzeye ait bilgi (bigglook.com sitesinden alınmıştır.)
19. yüzyıl sonlarında ünlü ressam ve müzeci Osman Hamdi Bey tarafından, İmparatorluk Müzesi olarak kurulan İstanbul Arkeoloji Müzesi, çeşitli kültürlere ait sayısı bir milyonu aşan eseriyle, dünyanın en büyük müzeleri arasında yer almaktadır. Müzenin kolleksiyonu içinde, Balkanlar´dan Afrika´ya, Anadolu ve Mezopotamya´dan Arap Yarımadası´na ve Afganistan´a kadar, Osmanlı İmparatorluğu´nun sınırları içerisinde yer alan medeniyetlere ait eserler bulunmaktadır. İstanbul Arkeoloji Müzeleri, Arkeoloji Müzesi, Eski Şark Eserleri Müzesi ve Çinili Köşk Müzesi olmak üzere üç müzeden oluşmaktadır.

Arkeoloji Müzesi, ana bina ve ek bina olmak üzere iki ayrı binadan oluşmaktadır. Ana binanın yapımına 1881 yılında, Osman Hamdi Bey tarafından başlanmış, 1902 ve 1908 yıllarında yapılan ilavelerle bugünkü durumuna getirilmiştir. Neoklasik bir yapı olan binanın dış cephesi, mimarı Alexadre Vallaury tarafından, İskender Lahti ve Ağlayan Kadınlar Lahitleri´nden esinlenerek yapılmıştır.

Binanın alt katında; İskender, Ağlayan Kadınlar, Satrap, Lykia ve Tabnit Lahti gibi Sayda kral mezarlarında bulunan ünlü lahitler ile antik kentlerden getirilen heykel ve kabartmalar sergilenmektedir. Arkaik Dönem´den Bizans Dönemi´ne kadar olan heykel sanatının gelişimi, sergilenen eserlerle kronolojik sıralama içerisinde görülebilir. Ana binanın üst katında ise küçük taş eserler, çanak çömlekler, pişmiş toprak heykelcikler, hazine bölümü, 80.000 sikke, mühür, nişan ve madalya bulunmaktadır.

Altı katlı olan ek binanın dört katı sergi salonu olarak düzenlenmiştir. Binanın giriş katında Çocuk Müzesi ile mimari eserler sergisi, birinci katında "Çağlarboyu İstanbul", ikinci katında "Çağlarboyu Anadolu ve Troia" ve en üst katında "Anadolu´nun Çevre Kültürleri; Kıbrıs, Suriye - Filistin" sergi salonları bulunaktadır.

Eski Şark Eserleri Müzesi, 1883 yılında Osman Hamdi Bey tarafından Güzel Sanatlar Okulu olarak yaptırılmış, 1917-1919 ve 1932-1935 yıllarında müze olarak düzenlenmiştir. Anadolu, Mezopotamya, Mısır ve Arap eserlerinin, Kadeş Anlaşması´nın, Zincirli Heykeli´nin sergilendiği müzede, 75.000 çivi yazılı belgenin bulunduğu Tablet Arşivi bulunmaktadır.

Çinili Köşk Müzesi, 1472 tarihinde, Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılmıştır. 1875 - 1891 arasında İmparatorluk Müzesi olarak kullanılmış, 1953 yılında Türk ve İslam eserleri sergilenmeye başlanmış, 1981 yılında İstanbul Arkeoloji Müzeleri´ne dahil olmuştur. Ön cephesi tek, arka cephesi ise iki katlı olan köşkte Selçuklu ve Osmanlı Dönemi çini ve seramikleri sergilenmekte, depolarında 2000 eser bulunmaktadır.




[img]http://www.tr3d.com/dosyalar/2Q1565xqU.gif[/img]
Bu lahitler Osmanlı döneminde mısır seferinden sonra Osmanlı imp. a hediye edilen iki adet mumyanın lahdi, içinden çıkan mumyalar da müze girişinde sağ taraftaki binada sergilenmekte , mumyalar Mısırın eski TEB şehrinin iki rahibine ait.MÖ 2000


[img]http://www.tr3d.com/dosyalar/gHnjT0LL2.gif[/img]
Bu buluntular yine mumya lahitlerinden çıkan uşapti kutuları , O dönemde ruhun ölümsüzlüğüne inenen Mısırlılar ölen kişiye diğer dünyada hizmet etmesi için yaşarken o kişiye hizmet eden hizmetçilerinin küçük heykellerini ölen kişinin mezarına koyarlarmış.


[img]http://www.tr3d.com/dosyalar/4XfmNpqOe.gif[/img]
Yine aynı şekilde mumyalanmış kişinin iç organlarının konulduğu ufak kaplar.

[img]http://www.tr3d.com/dosyalar/gt1ugF7ag.gif[/img]
Mumyalanmış bir kedi , O dönemde kediler kutsal hayvan sayılıyormuş

[img]http://www.tr3d.com/dosyalar/D2oGSu9T2.gif[/img]
Bu heykel eski Sümer medeniyetine ait eserlerin bulunduğu salonda sergilenmekte , yanılmıyorsam Asur ya da Sümer hükümdarlarından birini temsil ediyordu.

[img]http://www.tr3d.com/dosyalar/K5J10Wf53.gif[/img]
Ünlü Babil kentinin ünlü İsthar kapısı üzerindeki kabartma figürlerinden biri , müzede bol miktarda bu rölyeflerden bulunmakta .


[img]http://www.tr3d.com/dosyalar/nvd51CJen.gif[/img]
Sayda Kralına ait lahitten çıkan Sayda kralına ait mumya ( ki kendisi de lahdi başka bi yerden bulup sonra kendisi içine girmiş:)

[img]http://www.tr3d.com/dosyalar/J2MtLz952.gif[/img]
Likya lahdi


[img]http://www.tr3d.com/dosyalar/ab84sYf00.gif[/img]
likya lahdi yan görünüş


[img]http://www.tr3d.com/dosyalar/KX75yXziI.gif[/img]
Ünlü Ağlayan kadınlar lahdi , Bu lahdin özellikleri müzenin inşasında da kullanılmış.

[img]http://www.tr3d.com/dosyalar/21puGHvKN.gif[/img]
Ünlü İskender lahdi, Bu lahit Büyük iskendere ait değildir , ( bir çok kişi yanlış bilir) yanılmıyorsam Satrap kralına aitti , fakat Büyük İskenderin Anadoludaki seferlerinde onun ordusu yanında savaşan bu kral Büyük iskendere olan saygısına binaen belki bu lahdi yaptırmıştır , Lahitin üzerinde Büyük İskender ve askerlerinin bir savaş sırasında işlenmiş figürleri vardır bu rölyefte yer alan Büyük İskender nedeni ile bu lahite İskender lahti denmiştir, Güzelliği ve işçiliği ile dünyanın en önemli Arkeolojik eserlerinden biri sayılır.

Bu eserlerin büyük kısmı Özellikle alt salondaki önemli eserlerin çoğu Osman Hamdi beyin kendi emek ve girişimleri ile gün yüzüne çıkarılmış.

Umarım beğenmişsinizdir .

NOT: Eğer yanlış bilgi verdiğim kısımlar varsa kusura bakmayın , bilen arkadaşlar düzeltirse sevinirim.

abi ufaktan gezdirmişin :) kısa zamanda gidecem meraklıyım böyle arkeolojik şeylere...

saolasın problem..

herkesin görmesi gerekli.ben baya geç de olsa 1,5 -2 sene evel gitmiştim .

türkiyedeki ilk,istanbuldaki tek çocuk müzesinin de arkeoloji müzesi bünyesinde yer aldığı detayını söylemek istedim..içini pek beğenmesem de.gene de iyi birşeylerin başladığının göstergesi.

bahçesinde ve içinde gezerken garip bir küçüklük ve şaşkınlık ,bir de boşluk hissi kaplıyor insanı.

mumyayı görmemiştim.. neden kaburgalar açık.. hikayesi nedir acep..

Bildiğim kadarı ile Sayda kralı bulduğu lahdin içini boşalttıktan sonra kendisi ölünce bu lahde konulmuş ve lahitin üzerine " ey yabancı mezarımda ne altın ne de gümüş yok , beni rahatsız etme, edersen soyun kurusun , soyunun yüzü gülmesin" gibi şeyler yazdırmış, zaten lahit içinde toprakla temas olmuyor , eğer sahlandığı koşullarda fazla nemli değilse ceset tam olarak çürümüyor sanırım, zaten bu cesette de iç organlar falan duruyor , belki daha fazla ayrıntıyı müzede öğrenmek mümkün olur.

Adam beleş lahidi bulunca içine yerleştiğine ve üstüne de "bende altın, gümüş yok" diye yazdırdığına göre bayaa fakir bi kral olmalı.

Şaka bi yana hakkaten gidip gezmek lazım. Daha ne enteresan şeyler vardır kimbilir...

Ankara´da olanlara da MTA müzesini öneririm. Apollo´nun aydan getirdiği taş örneklerinden, dinazor fosillerine kadar yok yok. Benim gezdiğim müzeler arasında en kapsamlı olanı...

istanbul arkeoloji müzesi gerek atmosferi, gerek mimarisi, gerekse barındırdığı eserleriyle insanlık için önemli bir konumdadır. Ankara´daki Anadolu Medeniyetleri Müzesi ile Haliç´in kıyısındaki Koç Müzesi´de şahanedir. bünyesinde uçak ve denizaltıda var gezebilirsiniz içlerini ;) belkide foto eklersiniz :D

istanbulda degilim ama hakikaten guzel modellenecek seyler varmis:) , saka bir yana gezmek gerekiyor hakikaten

istanbul design weekten hatıra [:F]

koç müzesi
[img]http://www.tr3d.com/dosyalar/u44T9CZV3.jpg[/img]

[img]http://www.tr3d.com/dosyalar/8HOFvlr12.jpg[/img]

Koç müzesinden ayrıntılı fotolar bende vardı geçen yıl çekmiştim bulabilirsem ekleyeyim onları da