TÜRK OLMAK - sayfa: 3

sen neye katıldığına bi karar versen egemen anlaşıcazda neyse...

w bush un neyi var süper düzen sağlıyorlar kurallara uy yada öl bundan daha kral düzen mi olur [S2]

Montaigne denemeler kitabında çok ilginç birşey söylüyor.

"Kimse kendine verilen akıldan şikayetçi olmaz. Çünü aklı, kendisinden daha zeki bir akılı kavrayamayacak zekiliktedir."

Biz ise duygularıyla hareket eden bir toplumuz. Hiçbir zaman zulüm etmemişiz, gerek dinimizden, gerek genlerimizden ötürü..

Irkçılık kötü birşeydir evet, ama Türkçülük bence ırkçılık değildir, Çünkü Türk demek, bu bayrağın altında şerefle yaşayan insan demek. Ben gürcüyüm köken olarak. Ama Türküm diyebiliyorum ve bu bayrağı görünce duygulanabiliyorum. Türklük bence üstünlüktür ama ırkçılık asla değildir. ve varmıdır ki başka bir ülke, savaşla kazandığı topraklarda yağmalama yapmasın ? köyleri yakmasın ? Hamilelere tecavüz etmesin, çocuğun cinsiyeti için bahse girip karnını deşmesin...

Dedemin dedesinin artvinde doğmuş olması benim seçimim değil. Ama bu bayrağı gururla sevmek işte bu benim seçimim ve ne mutlu ki Türküm diyebiliyorum...

her ülkede kanıbozuk olanlar vardır, bunlar da ırkların değil insanların kanıbozuklarıdır. konuyu başka taraflara taşımayalım.

kalmamışki o eski türklerden.

dedelerimizin pahabiçilemez değerde kanı ve canıyla sahip çıktığı bu topraklarda borçlu yaşıyoruz.

tarih boyunca dünyanın en ileri medeniyetlerini kuran milletlerden biri olmamız, ve avrupaya medeniyeti bizim götürmemize rağmen, onların medeniyetinin esiriyiz.

dedemizin en önde ölüme gittiği cephelerde şimdi yabancıların fabrikaları var. onların kanlarının üzerinde, resmi bir şekilde kendileri yaşıyorlar. elbette, global dünyada bu yanlış değil. ama onların geliş zihniyeti yanlış olunca, doğrudan globalleşmeye ters oluyor.

peki merak ettiğim, böyle aydınlanabilmiş kesim dediğimiz yazıları yazan insanlar, türk bayrağı yere atılınca ayaklara kalkıp çıldıran tam olarak aydınlanamamış kesim gibi, herşeyden önce bayrak derken... " gerektiğinde çekinmeden bende canımı verirdim " cümlesine nasıl bakıyor.

bence aynaya dönüp bakmak lazım. ve sormak lazım. ama dürsütçe. kendi içimizden çıkıp, kendimizi, bedenimizin dışından yargılayarak sormamız lazım.

" bu bayrak için gerçekten gerektiğinde, kimse beni zorlamadan ben canımı vermeye hazır mıyım? "
ama dediğim gibi. bunun yanıtını dürüstçe aramak lazım.

benim gördüğümü söyleyeyim. vergi iadesi için fiş toplama mantığından fevkalade üzüntü duyuyorum. vergi ödememek için muhasebecisine o ay da zararda olduğunu belgeleten işverene üzülüyorum.

haklılar tabi, devlete gitse işe mi yarayacak para? birinin hortum havuzunda kaybolacak.

öyle devleti... öyle siyasetçiyi ( ki bu siyasetçilerin alayını 20 yaşın üstündeki herkes biliyor... )... adam yerine koyup da başına getiren zihniyete fevkalade üzülüyorum :)

bir olay hatırlıyorum. yakınlarımdaki bir çevreden bir grup sol görüşlü ile sağ görüşlü insan arasında bir zamanlar silahlı çatışmalara varan husumet vardı.

şimdi iki grup, ortak bir ticaret haneye sahip, ve beraber iş yapıyorlar. aynı ofiste.... elbette memleketin bütün sol ve sağ görüşlüleri böyle değildir. ama davası için silaha sarılıp çatışan insan, davasını para karşılığı satmamalı diye düşünüyorum. zira, davası için savaşa giden adam o halde, karşı taraf eline para tutuşturunca cepheden çekilir gibi bir durum ortaya çıkıyor.
siyaseti kendi cebine kar belleyip vatan millet sakarya diyen zihniyete de fevkalade üzülüyorum.

bunları göre göre, bile bile, başıma birşey gelmesin diye susan, korkan ve geri duran vatan kardeşlerime fevkalade üzüntü duyuyorum. lakin dedemiz çıksa mezarından. ben kanımı, böyle korkaklar için mi döktüm deyip kumlu nefesiyle tükürse haktır diye düşünüyorum.

hala dedem zamanından kalma silahlarla terörist avlayıp, kendi düşmanlarının kendine sattığı uçaklarla kendi havasında gezen askeriye´ye fevkalade üzülüyorum. bütün madeni barutu yakıtı memleketimizden çıkıp, silahı monte edilmiş olarak yurt dışıdan alan zihniyete, komutanının poposunu pehpehleyip, askerlikle uzaktan yakından alakası olmayan, bir istiklal marşının 5 kıtasını bile ezbere bilmeyen askeri yöneticilere fevkalade üzülüyorum.
o pehpehledikleri ve büyük kısmı psikolojik sorun taşıyan, daha kötüsü, yapacak birşeyleri olmadıkları için büyük kısmı cinsel sapkınlıkta olan askeri kadrosu masa başında göbek büyütürken, 20 yaşındaki dünyadan haberi olmayıp mühendis olup kendine silah yapacak gençleri eline bu silah adam vurur diyerek çatışmaya yollayan saçmasalak zihniyete fevkalade üzülüyorum. ( poligonda atış yapıyoruz. adam eline tutuşturulan makinalı silahın bütün mermisini hedefe boşaltıyo ama 3 tanesi vurmuş. şimdi bu adam askerliğini yapmış mı ? evet. demekki askerlik öğretilmemiş değil mi :))

çok konuştum sanırım. sabahın bu saatinde insan yeni uyanınca biraz dinçliğini kullanmak istiyor. affola. bir de, site yöneticilerinden özür dilerim. sanırım siyasi konulara değinme kuralını biraz fazlaca çiğnedim. ama konunun özü gereği bu tür bir çiğneme olayından kaçınmak son derece zor :). icabında silmenizi temenni ederim. ( bir de nostaljik kelimeler daha güzel be )