19 Mayıs Atatürk´ü Anma, Gençlik ve Spor bayramınız kutlu olsun - sayfa: 2

Mustafa Kemal´i Anlamak ?

Siz beni hâlâ anlayamadınız,
Ve anlayamayacaksınız çağlarca da,
Hep tutturmuş "yıl 1919, Mayısın 19´u" diyorsunuz,
Ve eskimiş sözlerle beni övüyor, övünüyorsunuz.

Mustafa Kemal´i anlamak bu değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.

Bırakın o altın yaprağı artık,
Bırakın rahat etsin anılarda şehitler,
Siz bana neler yaptınız ondan haber verin,
Hakkından gelebildiniz mi yokluğun, sefaletin,

Mustafa Kemal´i anlamak yerinde saymak değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.

Bana muştular getirin bir daha,
Uygar uluslara eşit yeni buluşlardan;
Kuru söz değil iş istiyorum sizden anladınız mı,
Uzaya Türk adını Atatürk kapsülüyle yazdınız mı,

Mustafa Kemal´i anlamak avunmak değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil

Hâlâ o acıklı ağıtlar dudaklarınızda,
Hâlâ oturmuş 10 Kasımlarda bana ağlıyorsunuz,
Uyanın artık diyorum, uyanın, uyanın,
Uluslar, fethine çıkıyor uzak dünyaların.

Mustafa Kemal´i anlamak göz boyamak değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil

Beni seviyorsanız eğer ve anlıyorsanız,
Laboratuvarlarda sabahlayın, kahvelerde değil,
Bilim ağartsın saçlarınızı, kitaplar,
Ancak böyle aydınlanır o sonsuz karanlıklar.

Mustafa Kemal´i anlamak ağlamak değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.

Demokrasiyi getirmiştim size, özgürlüğü
Görüyorum ki hâlâ aynı yerdesiniz hiç ilerlememiş;
Birbirinize düşmüşsünüz halka eğilmek dururken,
Hani köylerde ışık, hani bolluk, hani kaygısız gülen,

Mustafa Kemal´i anlamak işitmek değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.

Arayı kapatmanızı istiyorum uygar uluslarla,
Bilime, sanata varılmaz rezil dalkavuklarla,
Bu vatan, bu canım vatan sizden çalışmak ister,
Paydos öğünmeye, paydos avunmaya, yeter, yeter,

Mustafa Kemal´i anlamak aldatmak değil,
Mustafa Kemal ülküsü sadece söz değil.

Halim Yağcıoğlu

Bence forum ortamındaki bayram kutlamasına ancak bu şekilde anlam kazandırılabilir. Çok güzel oldu bu şiir bravo Ozan.

bu sabah bir yazı okudum,Mimar Sinan üzerine.bildiğim birşeydi ancak, dikkat ettiğiniz konu ile okuduğunuz örtüşünce daha etkili oluyor.yazıda hiçbir eseri taklit etmediğini , geçmişe dair ilham aldığı her ne varsa ilerlettiğini ve kendi çağının imkanlarını zorlayarak yaptığı mimarlıktan bahsediliyordu.

Şiirdeki ve yazıdaki öz aynı, eskiye vay vay etmek zaten çare değil, aynen o yapılanları yapmak hiç değil.İyisi dönemin koşulları ve gereklerine göre değerlendirerek daha ileriye taşımak.Yerinizde saymak istemiyorsanız."Hazıra dağ dayanmaz " diye de sözümüz var ,gittikçe keseden yiyoruz.

Sağol Ozan.

Teşekkürler ozan hocam herşeyi özetle anlatan bir şiir..
Herkesin 19 Mayıs bayramı kutlu olsun.Gerektiği gibi yaşayabilmek dileğiyle.

O günde, bu günde, dün de çalışıyordum, uyku çok az, aralıksız çalışıyordum. Her türlü film teknikleri üzerine, her çeşit denemeler... Kaybedecek vakit yok. 4-5 gün sonra animasyon bölümünde son çalışmamı göreceksiniz...
Eğer hedeflerime ulaşırsam inşallah, yaptığım çalışmalarla, kendimi, ülkemi ve inandığım değerleri bütün dünyaya anlatma, gösterme, tanıtma şansım olacak...
işte bu; atalarıma olan saygımın sözde değil, özde göstergesi olacak...

[quote=4319] Yazan: Hunturk

Laf ola beri gele, hayıflanmak ne zamandan beri yerine getirilmeyen işin/görevin bahanesi oldu?

Bu ortamda bizim durumumuz ne ise sizinde durumunuz o, peki siz neden yazmadınız, kutlama başlığı açmadınız?

Kendi kendinize bir emir komuta oluşturmuşsunuz ama hayırlısı.

Kendinde 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramını coşkusu hisseden herkesin bayramını kutlarım.[/quote]

Tamamen katılıyorum. Bir kişiye (Derya?) ya da belli bir kesime (Neden başlık açmıyosunuz tepkisi) mal etmek olmaz böyle bir şeyi. Forum olarak, burada "takılan" kitle olarak, belli konularda duyarlılıklarımızı yitimeye başlamışız ya da onları unutabilme lüksüne erişmişiz (hepimiz!). Olayın açıklaması budur.

Bundan sonra bu konuda forum üyeleri ve yöneticileri olarak (bu başlık sayesinde) top yekün daha duyarlı ve dikkatli olacağımızı düşünüyorum. O açıdan da hiç konuşulmamasındansa Arkhe74´ün tepkisini dile getirmesi bence yine daha iyidir (tabii ne olursa olsun bu konuda kendinin de eksikliğinin olduğunu kabul ederek... başlık açmak için bilgisayarına ulaşmaya çalışırken önüne ağaçlar devrilmediyse, yer ikiye yarılmadıysa vb.)

Uyumaması gereken fakat uyuyan birini dürtünce hafif ayılır, bir daha dürtersin gidip elini yüzünü yıkamaya karar verir.

...gibi.

Öğreneceğiz zamanla abisi... Kendimizi aklayıp, ben zaten biliyorum tavırları yapıp öğretmeye kalkmayacağız, hepimiz birden aynı anda öğreneceğiz.... Buna ihtiyacımız var çünkü. Forum üyeleri olarak değil, ülke olarak.

19 Mayıs günü forumdaki diğer öğretmen arkadaşların çoğu gibi bayram töreninde görevliydim, öğrencilerimden biri bu şiir ile kutlamalara renk kattı şiir Halim Yağcıoğlu´na ait "Atatürk´ten son Mektup" adlı şiir, dikkat ederseniz , son 20-30 yıldır Ataya şiirin yazılmadığı, Çocuk şarkılarının bestelenmediği, Ülkenin refahına yönelik buluşların yapılmadığı, kaynakların tüketildiği bir ülkede yaşıyoruz, ne oldu veya ne oluyor bize diye sorgulamak yerine bulunduğu durumun farkında olanların biran önce hatekete geçme vaktidir.

Son yıllarda milli bayramlara halkın katılımını hiç gözlemlediniz mi ? geçen yılın 30 Ağustos Bayramı, Cumhuriyet Bayramı, 23 Nisan milli bayramları sadece resmi tatil günü olarak gören bir toplum haline getirildik, 23 Nisanda , 29 Ekimde kaç evin camında balkonunda Bayrak gördünüz ? kaçınız törenleri izlemeye gittiniz, üstelik " Resmi tatil günü" bir eğitimci olarak nasıl bir nesil geldiğini anlatsam sanıyorum bir çok " ama " ile karşıma çıkan olacaktır, en güzel cevap Türk gençliğinin silkinip kendisine gelmesi için en büyük uyarı aşağıdadır.

GENÇLİĞE HİTABE

Ey Türk gençliği ! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti´ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahilî ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve Cumhuriyet´i müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

Gazi Mustafa Kemâl ATATÜRK
20 Ekim 1927

Bizi oyalıyacak o kadar çok icad var ki, "Düşünmeyi" unutanlara hak vermemek içten bile değil..

Haftada bir saat bile TV seyretmiyorum. Ama emin olun, bu süre bir saati biraz geçse, insanı kendine çekmeye başlıyor. Ben anacığıma her ne kadar sabah programlarının senaryodan ibaret olduğunu söylesemde, aldığım cevap hep aynı.. "Naapalım vakit geçiyor işte." Ya ev hanımlarını geçtim, Babam bir hastalığı nedeniyle 3 ay kadar evde yatmıştı. Anneme kızan babam, 3 ay sonra semra hanımı, bilmem kimi savunur ve seyreder olmuş. Demek TV`den nefret eden ben, azıcık başına otursam, bende onsuz yapamaz hale gelicem. Şimdi kalkıp düşünmeyi unutanlara bağırmak çağırmak olmaz. Sömürülüyoruz resmen.. İnsanın en değerli varlığı olan "zaman" `dır. Ve en değerli hazinemizi bizden çalıyorlar. Buyrun ben kendimden örnek verdim. TV harici neler var. Madem yeni nesili biz yetiştiriceksek, sevgili öğretmenler, anneler, babalar, DUYARLI olalım.. Vallahi lütfen...

(Bugün terminalde otobüsün kalkmasını beklerken, adamın biri aşağıda dümdüz ana avrat küfür ediyordu. Otobüstede kadınlı çocuklu aileler var, birşey desem kavga edicem adamla, kalkıp birşey demedim, ama şimdi bunları yazınca pişman oldum. Görevden kaçmış gibi hissettim kendimi)

Törenlerin hiç cezbedici bir yanını göremişimdir. Aynı şiirler, aynı sözler söylenir durur. Yapılması gerekenler özlü sözlerle anlatılır, kimse nasıl yapılacğını söylemez. Zaten törendeki kişilerin çoğu (stad, okul (öğretmenler dahil)) olmak zorunda oldukları veya görevleri olduğu için oradırlar. Bir kısmı sadece 19 mayıs olarak, bir kısmı Atatürk´ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı olarak, bir kısmı da tarihdeki yerini ve vesilesi olduğu konuların farkındadır. Bir grup da 29 Ekim, 23 Nisan, 19 Mayıs gibi günlerde gaza gelir (özel günler takımı diyebiliriz), 3-5 gün sonra milli birlik, hareket, ülkesi için iyi olacak şeyler vs gibi konuları unutmuş olur. Özel günlerde ve haftalarda yeterince bilgi ile yüklenemediği için veya herhangi şeylerle yüklendiği için bu normaldir de.

Özel günlerle ilgili güzel sözlerden sonra şunu söyleyebilirim ki, bir çok şeyi bilinçsizce yapıyoruz. Çünkü yeterince bilmiyoruz ve bilgi aldığımız kaynaklardan ezbere ve etkili olmayan şekillerde öğrenebiliyoruz.

Herşeye rağmen Atatürk´ün 127. doğum günü ve kurtuluş mücadelesinin başlama günü hepimize kutlu olsun. Bi de diğer gençlik, spor vs. konuları.

İyi çalışmalar.