çılgın ikili (kurt) - sayfa: 2

Cvp

[emre]

çok güzel olmuş hocam

2007-08-27 09:11:04

Cvp

behzat

Eline sağlık demek istiyorum ama birkaç şeyin altını çizmeden de geçmek istemiyorum. Bence sahnenin genel hatası komposizyonun oluşamaması.Sahneye bakan birisi bir tırın önünde omzunda bir ördekle ayakta dikilen bir adamdan başka birşey görmüyor.Ne anlatılmak isteniyor neyin altı çiziliyor neye gönderme yapılıyor ya da bu renderın esprisi nedir gibi sorular cevapsız kalıyor. Amacı olmayan sadece poly bildiğini gösteren bir sahne sadece.Animasyonu da izledim fakat anlatılmak istenen bir olgu olmadığı açık.Ha bence bunları yapabilmek güzel fakat "Bendeki kafa yapısı, George lucas ve spielberg türü bir şey" demeden önce, bu isimleri kendinle aynı cüme içinde kullanmadan önce, ciddi storyboard çalışmalarına ihtiyacın var gibi görünüyor.Sinema tarihini incelediğinde-ki bence incelemelisin- senaryo konusunda boş olan çoğu çalışmanın görsel olsalar dahi izleyicinin aklına kazınamadığına şahit olacaksın.O nedenle mimikleri olmayan bir ördek, amaçsızca hoplayıp taklalar atan bir adam-hatta iki adam- modellemek lucas olmak konusunda ne ifade ediyor çok fazla fikrim yok.Teknik hatalara gelecek olursak-ki bence bu hatalar önem arz etmiyor- başlangıç olarak sahnenin her yerinde mevcut olan "oran" probleminden bahsetmek istiyorum. Tırın kupasına sığmayacak bir insan modeli, diz altı yüksekliğinde bir tır tekeri, hemen hemen aynı büyüklükte bir motorsiklet tekeri ve normalde uluslararası standartta 259 cm gelmesi gereken ama 180 cm´i geçemeyen bir container gözüme çarpıyor.Oran orantı konusunda,ergonomi konusundaki problemleri halletmek için "neufert" okumanı tavsiye ediyorum.Çoğu hazır model olduğundan pek fazla mapping hatası görünmüyor fakat materyal seçiminde göze çarpan hatalar suya ve tır camına atanan materyaller.Bunların dışında modelin üstündeki cloth gerçekçi olmamakla beraber ön camı eğrisel olmayan bir tır var sahnede.Özet olarak sahnede oran orantı konusunda problemleri olan bir ördek,bir motorsiklet,bir tır ve bir adam var, konu yok anlatılmak istenen birşey yok ve en önemlisi sahneyi gören bir kişide oluşacak herhangi bir düşünce yok.Kendine güvenmek oldukça önemli bir öge fakat "lafta kalmadı yaptık" demeden önce ortaya çıkan ürüne tarafsız bir gözle bakmakta fayda var diye düşünüyorum.
Bundan sonraki çalışmalarında daha fazla özen göstereceğine inanıyor,harcadığın emeğe ve zamana saygı duyarak başarılar diliyorum.

2007-08-29 12:59:47

Cvp

kurt

yazdıklarına bakacak olursam, yıllarca benimle yaşamış, neler yaptığımı, niçin yaptığımı, ne okuduğumu, kısaca kafamın içini bilen birisi olarak yazmışsın sanacağım ama malesef... İnsanın konuştukları, yazdıkları, bilgisini ve kişiliğini ele verir. Eleştiri yapabilmek belli bir bilgi birikimi ve seviye ister. Doğrusu engin bilgilerini saklamadığın için böyle muazzam kalitede objektif, sağlam verilere dayanan eleştiriyi yazmak için verdiğin emeğe bende saygı duyuyorum! Elbetteki bir çalışmaya bakınca herkesin aynı şeyi anlaması, görmesi beklenemez, hatta bu bir hata olur. bir sanatcının o çalışmada neyi kastetdiğini, ne için yaptığını, neye göre böyle bir senaryo oluşturduğunu ancak kendisi bilir. sen ancak kendi anladığını, kendi anlayışın içinde değerlendirebilir ve görebilirsin ve yine ancak kendi seviyene ve üslubuna uygun olarak bunları eleştiri diye kağıda dökebilirsin. Bu bağlamda yazdıklarına yine de bir emek olduğu için saygı duyuyorum. "Tır´ın kasası, konteynır özel sipariş üzerine yapıldı. müşteri işte "ben dünya standartlarına uymam, bana böyle bir şey lazım demiş, onun için böyle yapıldı! Hatta mutlaka farketmişsindir! ördek de normal standartlarda değil, ben izah edeyim, onuda ben kendi keyfime göre dizayn ettim.Yani gerçekte öyle bir ördek yok, dolayısıyla gerçekle mukayese etmek insanın kendi aklını inkar etmesi olur. acizane fikrimi tekrarlayarak "bilmekle yapmak farklı şeylerdir" ve ne yaptığını da bilen bir insan olarak yoluma devam ediyorum elbetteki. (Bu ülke konuşanlar sayesinde değil, iyi veya kötü olsun ortaya birşeyler koyma cesaretini gösteren insanlar sayesinde gelişebilir ve kalkınabilir. Yukarıdaki sözümün manası budur. Yani ben bildiğini sanarak konuşanlardan değil, bildikleriyle amel etmeye, ortaya koymaya, iyide kötüde olsa, iyiniyetle ortaya birşeyler koymanın asıl marifet olduğu düşüncesiyle hareket ediyorum. Bu bağlamda yine kısaca birşeyler anlatmış oldum, (tekrar spilberg konusuna bir gönderme yapalım)bu açıdan da bendeki kafa yapısı büyük düşünürlerle aynı. ne yaptığını, ne konuştuğunu bilmeyen, üzerine daha akıl vermeye kalkışan çok ama elini taşın altına koyup ter döken insan malesef az, var ise de o da anlaşılmaz, aykırı adam olarak bilinir. ve ben aykırıyım, farklıyım, kendini beğenen değill, farklı olduğunun farkında olan bir insanım. üretiyorum, ortaya koyuyorum, kısaca çalışıyorum.
Eleştirilere kapım açık ama eleştiri eleştiri olmalı, saldırı değil... (insana kariyerden önce insanlık ilmi, yani edep lazım. Aksi takdirde kaş yapayım derken göz çıkartırız, niyetimiz iyide olsa yanlış üslub herşeyi altüst eder. Çalışmalarımın eleştirilmesi, beğenilip-beğenilmemesi kaygılarını çoktan üzerimden attım. ortaya çıkıp birşeyler yapmanın lafını değil, bizzat mücadelesini verenler, kendilerine bakarak, seyrederek oturduğu yerden konuşanlara sadece acırlar. Marifet ekmeğin tadının güzel olduğunu bilmek değil, ekmeği üretmektir. Ortada ekmek olmayınca ne tad olur, ne de onu eleştiricek birileri. Her şey özünde onu mücedele ederek ortaya çıkaran kişiyle başlar ve var olur. Bir insan eleştirdiği ve üzerine daha tavsiyelerde bulunduğu konularda (örneğin bu çalışma ve video dosyasının)daha kalitelisini veya aynı derecesinde bir çalışma yapabilecek konumda ise eleştirme hakkı vardır. Çünkü gerçekten biliyor demektir. Ancak henüz böyle bir kabiliyete sahip değilse, ortada böyle çalışmaları yoksa o bilmiyordur, sadece seyirci demektir. Nasıl bir mantık ki hem biliyorum diyeceksin hem de bildiğine kanıt ortada bir şey olmayacak. Seyircinin hakkı beğenip-beğenmemektir. Tenkit etmek değil. beğenirse para verip alır, beğenmez ise uzak durur, destur budur. Türkiyemizin en büyük sorunu bunlar işte, herkes her konuda bilge adam. Ama nedense ortada hiç bir şey yok. Sanırım işin kolayını bulmuşuz, "ben biliyorum ama yapmam. başkaları uğraşsın ben bilge adam olarak onları yönlendireyim, çilesini onlar çeksin mantığı".
Ne yaptığını bilerek çalışan, üreten dostlara selamlar...

2007-09-03 11:55:04

Cvp

sonic

abi hayranınım :) tek kelimeyle....

2007-09-03 23:33:09

Cvp

fionte

süper olmuş..

2007-11-02 23:14:28

Cvp

rain_drop

eline sağlık arkadaşım güzel bir çalışma olmuş

2007-11-18 15:44:56

Cvp

reskon

ellerinize sağlık harika bir çalışma olmuş

2008-01-29 12:25:32

Cvp

kubiilay

Çok güzel bayram abi VALLA

2009-01-06 01:41:52

Re:Cvp

dedestratus

[quote=21472] Yazan: behzat

Eline sağlık demek istiyorum ama birkaç şeyin altını çizmeden de geçmek istemiyorum. Bence sahnenin genel hatası komposizyonun oluşamaması.Sahneye bakan birisi bir tırın önünde omzunda bir ördekle ayakta dikilen bir adamdan başka birşey görmüyor.Ne anlatılmak isteniyor neyin altı çiziliyor neye gönderme yapılıyor ya da bu renderın esprisi nedir gibi sorular cevapsız kalıyor. Amacı olmayan sadece poly bildiğini gösteren bir sahne sadece.Animasyonu da izledim fakat anlatılmak istenen bir olgu olmadığı açık.Ha bence bunları yapabilmek güzel fakat "Bendeki kafa yapısı, George lucas ve spielberg türü bir şey" demeden önce, bu isimleri kendinle aynı cüme içinde kullanmadan önce, ciddi storyboard çalışmalarına ihtiyacın var gibi görünüyor.Sinema tarihini incelediğinde-ki bence incelemelisin- senaryo konusunda boş olan çoğu çalışmanın görsel olsalar dahi izleyicinin aklına kazınamadığına şahit olacaksın.O nedenle mimikleri olmayan bir ördek, amaçsızca hoplayıp taklalar atan bir adam-hatta iki adam- modellemek lucas olmak konusunda ne ifade ediyor çok fazla fikrim yok.Teknik hatalara gelecek olursak-ki bence bu hatalar önem arz etmiyor- başlangıç olarak sahnenin her yerinde mevcut olan "oran" probleminden bahsetmek istiyorum. Tırın kupasına sığmayacak bir insan modeli, diz altı yüksekliğinde bir tır tekeri, hemen hemen aynı büyüklükte bir motorsiklet tekeri ve normalde uluslararası standartta 259 cm gelmesi gereken ama 180 cm´i geçemeyen bir container gözüme çarpıyor.Oran orantı konusunda,ergonomi konusundaki problemleri halletmek için "neufert" okumanı tavsiye ediyorum.Çoğu hazır model olduğundan pek fazla mapping hatası görünmüyor fakat materyal seçiminde göze çarpan hatalar suya ve tır camına atanan materyaller.Bunların dışında modelin üstündeki cloth gerçekçi olmamakla beraber ön camı eğrisel olmayan bir tır var sahnede.Özet olarak sahnede oran orantı konusunda problemleri olan bir ördek,bir motorsiklet,bir tır ve bir adam var, konu yok anlatılmak istenen birşey yok ve en önemlisi sahneyi gören bir kişide oluşacak herhangi bir düşünce yok.Kendine güvenmek oldukça önemli bir öge fakat "lafta kalmadı yaptık" demeden önce ortaya çıkan ürüne tarafsız bir gözle bakmakta fayda var diye düşünüyorum.
Bundan sonraki çalışmalarında daha fazla özen göstereceğine inanıyor,harcadığın emeğe ve zamana saygı duyarak başarılar diliyorum.[/quote]

Yazık sana entel insan, çok yazık....

2009-11-25 00:46:25

Ördek

behzat

Bilmiyorum ki hangi kafayla "yazık" ?
Hayır, bir de öyle bir kendine güvenle bana acımışsın ki sanki sırtında ördekle duran bir adamın durduğu sahneden; hayatın özü ve tüm gizemleri hakkında kimsenin elde edemeyeceği bir bilgi edinerek kültürel bir sınıf atlaması yaşamışsın gibi bir eda oluşuvermiş; kendi küçük ve hayalperest dünyanda -mesela Alice´in harikalar diyarı iyi bir örnek olabilir- oluşturup bana yapıştırıverdiğin "entel" sıfatıyla desteklediğin..
Çalışma sahibinin cevabına gelince, ne diyeyim.. "Bir insan eleştirdiği ve üzerine daha tavsiyelerde bulunduğu konularda (örneğin bu çalışma ve video dosyasının)daha kalitelisini veya aynı derecesinde bir çalışma yapabilecek konumda ise eleştirme hakkı vardır." diyor ünlü bir düşünür.. Eleştiri hakkına sahip olmak için daha çok çalışmalıyım gibi görünüyor; saçmalığa bak. Bütün sanat, spor eleştirmenleri harika birer balerin ya da futbolcu mu yoksa? Ortaya konulan eseri eleştirildiğinde eleştirene saldıran eser sahibini ilk kez görmüyoruz. Bir gün olur da daha iyi bir ördek çizersem gelip yorumumu tekrarlayayım.

2010-01-10 02:27:00