HD 1080p kayıt yapabilen ve premier & AE için hızlandırıcı desteği olan bir kart önerebilirmisiniz acaba?

Merhaba arkadaşlar, forumu genel olarak okuduğumda burada sorularıma cevap verebilecek, başını ağırtabileceğim bir sürü insan olduğunu görüp hemen üye oldum, şimdiden hazırlıklı olun :P

Konunun özüne döndersek, yeni bir iş/proje´ye başlıyorum. Yerel olarak ilk başta basit, zamanla daha iyi belgesel/klip veya yerel reklam çalışmaları yapmak istediğimiz bire birim kuracağız. Adobe´un Premier ürünü ile orta düzeyde haşır neşirim, AE ile biraz daha başım dertte ancak bunu zamanla aşabilirim. Zaten bir türlü üstesiden gelemediğim sorun donanımsal olanı.

Bölgemizde profesyonel kayıt yapan bir stüdyo mevcut, dolayısı ile muhtemelen "çoğu" kayıt işlemimizi orada halledeceğiz, elimizdeki geniş arşiv ise diğer kısımın sorununu çözüyor.

Ancak zaman bize ne getirir kestiremiyorum, ilerde A şirketine yaptığım bir iş nedeni ile kameradan direk görüntü almam gerekebilir.

Bu sebeple, ayrıca Premier´de çalışırken real time render alabilmek için çok üst seviyede olmayan, HD 1080p kayıt yapabilen (ilerisi için) ve premier & AE için hızlandırıcı desteği olan bir kart önerebilirmisiniz acaba?

Bu konuyu ne kadar araştırdıysam, teknik yetersizliğim sebebiyle, net bir kanıya varamadım - dolayısı ile işi sahibine sorayım dedim.

decklink işini görür diye tahmin ediyorum.

http://www.blackmagic-design.com/products/hd/techspecs/

http://www.computorium.com/Products/10252043/Details.aspx

Cevap için teşekkürler, yarın görüşüp temin yollarını öğrenebilirim.

Ancak biraz kurcaladıktan sonra muhtemelen bu iş için toplayacağımız PC´nin benim teknik bilgimi aştığı ortada. Benim düşüncem şöyle bir PC toplamak;

- Intel Q9550 (12mb L2 cahce, 1333fsb, 2,83)
- 8gb DDr2 800 mhz RAM
- 1tb Samsung 7200 SATA2 32mb x1 (Yedek/Arşiv babında)
- 500gb Maxtor 7200 SATA2 32mb x1 (Genel/sistem)
- 9600GT ekran kartı veya o düzeyde
- 1080p HD kayıt yapabilen uygun bir kart (sizin tavsiyenizle Decklink HD Extreme uygun görünüyor)
- Bunlara uygun Güç kaynağı
- Bu sisteme uygun Anakart (2x PCI-X olayını anlamadığım için seçemedim)
- 22" LG 5ms tepki süreli bir mönitör (bu farklı da olabilir tabii)
- Standart bir fare/klavye seti

Şu anda elimizde video editing kaldırabilecek güçte bir bilgisayar olmadığı için her halükarda yeni bir bilgisayar toplamak durumundayız. Hazır böyle birşey yapmışken, atıyorum 6 ay sonra, "bu yetmedi yenisini alalım" demek yerine, bizi uzunca bir süre amatörlükten kurtulana kadar işimizi görebilecek bir PC´ye ihtiyacımız var. Bu nedenle bilgisayarın özellikleri yukarıdaki gibi.

Burda emin olmadığım birkaç nokta var;

1- Anakart, capture kartı için nasıl bir anakart gerekli olur bilemiyorum
2- Güç kaynağı, 1000w bir güç kaynağı yeterli olurmu acaba
3- GFX kartı, ilerde CUDA´nın grafik programlarında geniş yer bulacağını duyduğumdan böyle bir seçim yaptım. Ancak şu da varki, eğer Gfx kartı şu anda video editing konusunda hiçbir işe yaramıyorsa şimdiden 2 yıl sonrasının teknolojisine yatırım yapmak gereksiz olur. Dolayısı ile eğer durum böyleyse herhangi sıradan bir x500-400 serisi ekran kartı da alabilirm.

Malum çok yeniyim bu konuda, üstelik başkası için çalışacağımdan ve yeni bir proje olduğundan insanları yanlış yönlendirmketen de korkuyorum. Bugün "bu PC iş görür" deyip, yarın "olmadı abi, render´ı sabaha alırız" demek istemiyorum.

Kolay gelsin.

Bir de akfa nın getirdiği aja kona kartlar mevcut. PC veya mac versiyonuna göre isimler dğeişse de iki platform için de HD 1080p görüntü yaklma donanımı mevcut

Akfanın web sitesine buradan[url]http://www.akfagrup.com/tr/bilgisayar/default.aspx[/url] ulaşabilirsin.

Yalnız bu konuda teknik yetersizliğin olduğunu söylemişsin, bu sebeple bir kaç önemli konuda seni uyarmak isterim.

1080P, HD formatlar içerisinde en yüksek tanımlı formattır. High Definition biliyorsun yüksek tanımlı video anlamına geliyor ama bunların içlerinde HDV, HDTV gibi ve hatta 24 kare 25 kare 50i, 60i gibi çeşitli terimler dolaşır. Sen ilk mesajında "1080p kayıt yapabilen" kart diye sorduğunda aslında endüstri standartlarının en yüksek görüntü yakalama kartlarından bahsediyorsun.Çünkü ancak fiyatı 5000 dolar ve üstü kameraların bazıları 1080P kayıt yapabiliyor. Bu arada sonY nin mini hd kameraları gibi interpolasyonla 1080p gösteren kameralarına aldanmayın. sensor hızı ve kapasitesi teorik ve pratik olarak o kameraların 1080p kayıt yapmalarına izin vermez. Bu arada 1080p termindeki "p", progressive anlamına gelir. Yani gerçekten dikeyde 1080 satır kayıt yaptığını ifade ediyor. TV lerin yayın standardı ve teknolojisi gereği görüntülerin çoğu interlace olarak işlenir. evde seyrettiğimiz TV ler deki yayın çözünürlüğü 720X576 pixel olarak tv lere gönderilmiş olsa da TV lerimiz 300 satırdan daha fazla gösterim kapasitesine sahip değildir yalnız burada field adı verilen ve interlace denmesinin sebebi olan bir yayın şekli ile ifade edilirler. Bir tv yayın kuruluşu yayınını 720X576i olarak gönderir. Burada "i" harfi progressive in aksine "intarlace" anlamına gelir. interlace bileştirmek anlamına gelir. aslında her bir satır TV lerde saniyede 50 kez bir önceki ve bir sonraki kare arasında sürekli yer dğeiştirir. Bizler 50hz yayın yapan PAL tv lerimizde saniyede 50 kere değil 25 kere bu tazelenmeyi farkederiz. interlace kelimesi HD kameralarda da kendini göstermektedir. aksi belirtilmedikçe ve üzerinde 1080P yazmadığı sürece tüm hd kameralar interlace çekmektedir. yani 1080 satırın yarısı kadar çekim yapabilmekte, biz seyrederken birer satır boşluk içerisine bir sonraki karenin ara satırlarını birleştirerek aslında görmekte olduğumuz görüntünün iki karenin birleştirilmesi sebebi ile ve bu görüntünün saniyede 25 (seçimne göre 24) kere tazelenme sebebi ile biz bunun farkına varmayız. Profesyonel-yarı porfesyonel TV stüdyolarında montaj yapılırken durdurulduğu sırada video monitöre (kesinlikle TV lerdeki hz miktarında tarama yaparak gösteren broadcast monitörüğ veya o yoksa TV de gözlemlenebilir bir şey bu) baktığınızda bir titreme olduğunu ve aynı anda çok hızlı şekilde sıra değiştiren ve birbirinin içine girmiş bir sonraki ve şu anki kareyi görürsünüz. Titreme dememin sebebi şudur çünkü o anki kare ve bir sonraki kare arasında görüntü olarak çok fark yoksa sanki varolan karede titreme varmış gibi görünür. Aslında gösterdiği şey yukarıdan aşşağıya saniyede 50 kere ilk önce 1.,3.5.7 şeklinde tüm tek satırları 1. kare için (upper field görüntü çıkışında - even field diye de geçer) 2.4.6.8. gibi çift numaralı satırları da bir sonraki karenin görüntüsü ile doldurmaktadır. şimdi ortada iki kareyi aynı anda göstermek söz konusudur ama biz saniyede 25 kare gördüğümüz için ve PAL yayın standardı 25 kare/saniye olduğu için bunu her iki kareyi doğru birleştirebilmesi için 50 kere yapar. Biz de 50 kere tarasa bile 25 kare akıcı şekilde bu görüntünün yumuşak ir şekilde geçişini görürüz. Bu TV lerde field kulanımının bir avantajı olsa bile PC monitörlerinde ve LCD tv lerde çizgi çizgi görüntülenmesine sebep olur çünkü LCD TV lerin, tüplü tv ler gibi hertz gibi tarama teknolojileri yoktur. 100 hertz lcd tv ler bu orunu aştıklarını iddia etseler bile ben açıkçası tatmin edici şekilde görüntüde iyileşme farkedemedim.

Gelelim HD kameralar ve onların sahte güllerine :)

HD kameraların çoğu HDV dediğimiz 1440 lı veya 1368 li çözünürlüklerde kayıt yapmaktadır. Zaten HD ready yazan plazmaların da yaptığı bu çözünürlükteki görüntüleri oynatmasıa rağmen, görüntüsü 1080P olan video kaynaklarından gelen görüntüyü gerçek zmanlı olarak küçültüp size sanki Full HD görüntüyü seyrettiriyormuş imajını vermektir. Adı üzerinde zaten. HD ready, yani HD ye hazır. Yani sen bi an görüntüyü HULL hd versen ve ben aslında HD nin kendisi olan 1080 satırı gösterecek kapasitee sahip olmasam bile kendimce yöntemlerimle o görüntüyü göstermeye hazırım demeye getiriyor. Peki bu LCD tv lerde veya plazmalarda görüntünün çoğu son kullanıcının farketmeyeceği ve hatta umursamayacağı detaylar haline gelirken iş bilgisayar üzerinde görüntü işlemeye geldiğinde ne hal alıyor?

PAL görüntü yai saniyede 25 tane sıkıştırmasız kareyi kaydedebilmek için hesaplanmış veri akışı yaklaşık 25 mb/saniye dir. Yani PAL görüntü veren bir kameranız (field lı da olsa yani aslında 576 satır olmasa bile o görüntü bilgisayarımıza 575 satır kaydedilir) var ise ve onu bilgisayarınıza video yakalama kartı ile bağlayıp sayısal formata dönüştürmek istediğinizde video yakalama donanımınızın bunu diskinize istediğiniz formatta kaydedebilmesi için kayıt ortamınızın ki bu genellikle ve doğal olarak sabit disktir, saniyede 25 mb ı yazacak hızda olması gereklidir. Firewire arabirimi olan ve dv kameralardan görüntü aktardığımızda DV formatı sıkıştırmalı olduğundan bu saniye/mb oranı iyice düşmektedir. Bu sebeple laptoplarda bulunan firewire portu üzrinden bile video kaydı yapmak, o kapasitede mümkündür. Bir de şunu hatırlatmakta yarar var, DV zaten sayısal bir formattır. bunu firewire kartı sadece düzenleyerek diske aktarımını sağlar. Veya laptop üzerindeki firewire giriş devresi. O yüzden dv kameralardan görüntü alırken video yakalama donanımına gerek yoktur. Bir yere kadar HD kameralarda da aynı şey geçerlidir ama firewire portunun iletim kapasitesi saniye/mb olarak tam HD 1080 satır görüntüyü sayısallaştırmaya yetmediği için burada video sinyaline ihtiyaç ve bu sinyali sayısallaştıracak video yakalama kartına ihtiyaç vardır. Dikkat ederseniz HDV kameralarda 1440 lı çözünürlüklere kadar çekim yapıldığında ki zaten kapasitesi o kadar (1440p diye bir şe yoktur onlar zaten doğal interlace dir, sadece 1080P de progressive yani gerçek 1080 satır vardır ve o yüzden adı FULL HD dir) bu çözünürlükte kayıt yapmak için video donanımına ihtiyacınız yokur. Tüm HDV kameralarda eğer kaset yerine dijital ortamlara kayıt yapmıyorsa (flash hafıza, hdd gibi) üzerinde bir adet firewire çıkışı vardır. premiere cs3 gibi son nesil HDV kamera ve formatları destekleyen video düzenleme yazılımlarına bu kamerayı bağlayıp doğru çözünürlükte proje açtığınızda kameranızın fiewire portu üzerinden sorunsuz çekilde 1440 lı çözünürlüklerde kayıt yapabilirsiniz. Aynı zamanda HD formatları hakkında internette yayımlanmış makalede detaylı bilgileri bulabilirsiniz. [url]http://www.videograph.com.tr/web/detay.asp?id=425[/url]
Ben çok teknik kısma girmeden ve kafanı çok ütülemeden FULL HD yani 1080P de neden video karta ve hangi video karta ihtiyaç duyduğun konusu ile cevabımı tamamlıyorum.

Daha nce bahsettiğim gibi 990 dolarlık fiyatı ile (yurtdışı) Declink HD extreme gibi bir profesyonel 1080P satır görüntü çeken kameradan görüntü yakalayabilecek kartınız olsa bile unu bilgisaarınıza kayıt yapabileceğiniz anlamına gelmiyor. Çünkü iş artık firewire portundan zaten sayısal olan görüntüyü aktarmak değil, saniyede 25 kere 1920 ye 1080 çözünürlüğünde sıkıştırmasız görüntüyü bilgisayra kaydetmeye gelmiştir ki bu kaydın gerekliliği ortalama 250-290 MB / saniyedir. Yani sabit diskinizin saniyede 250 mb write (yazma) kapasitesi olmalıdır. Sisemlerimizde kullandığımız IDE veya SATA disklerin arabirimleri teorik olarak bu hızlara tek başlarına izin verselerde tek SATA disk bu denli hızlı şekilde yazamaz. RAID kelimesi burada devreye girer. Daha önce profesyonel prodüksiyon stüdyolarında veya TV lerde benzer sistemler görmüşseniz, bilgisayar kasasının yanında nispeten bilgisayar kasası kadar büyük bir başka kasanın varlığına dikkat etmişsinizdir. O bir RAID ünitesidir. Her halukarda son nesil anakartlar birden fazla diski takıp RAID yaprak aynı anda 4 veya 8 adede kadar aynı kapasitede diski birleştirerek okuma ve yazma hızını disk sayısı kadar çarpan şekline arttıracağını iddia etmektedir. Bir yere kadar bu mümkündürde. 80 mb yazma kapasitesi olan SATA bir diskten 4 adet bağladığınızda ve RAID"0" yaptığnızda (Striped array) 80X4 yani 320 mb hıza ulaşmanız beklenir. işin önünde 100 mb lık dosyayı 4 diske bölerek 25 er 25 er dağıtır. bir diks 100 mb´ı 1 saniyede yazıyorsa 25 mb ı saiyenin 4 te birinde yazacaktır. diğerleri de aynı anda bu veriyi paylaştıkları için 100 mbı yazması tek diskte olduğu gibi 1 saniye değil 2.5-3 salise alacaktır.ve fakat yine önümüzde SATA arabiriminin veriyolu iletim sınırı karşımıza çıkmaktadır. SATA arabirimi saniyede 320 mb a izin vermez. ancak 200-250 mb arası (RAID kontrol çipsetinin kalitesine göre) yazma hızına izin verir ki bu da FULL hd kalitesinde görüntü kaydetme sınırındadır. Bu sebeple aynı anda FULL HD görüntü kaydı sırasında sorun çıkmasın ve istenilen hızın üstüne çıkılabilmesi için 8 lik disk kutuları o bilgisayar kasalarının yanında durur ve bu diskler dışarıdan SATA yoluyla dğeil, SAS veya fiberoptik arabirimi ile özel kontrol kartları ile bu sistemlere bağlanırlar. Film stüdyolarında işler dakikalarla ifade edilecek sürat ve önemle yürütüldüğünden, iş SATA nın teorik ve pratik yazım hızının limitine yani şansa bırakılmaz ve daha hızlı bir arabirim olan SAS (scsi yerine geliştirilmiş olan veri yolu çok yüksek arabirim) veya fiberoptik veri yolu seçilir. BU şekilde rahat bir nefes alarak , sorunsz bir şekilde görüntü aktarımı ve diske yazma işlemi gerçekleşir. Bazı video kameralarda HD XDCAM termini görebilirsiniz. Bu kameralar kendi sayısal kayıt ortamlarına (genelde 8 veya 16 gbb flash card) kayıt yaparlar. USB portu ile bilgisayara bağladığınızda dosya transfer eder gibi bu kayıtları transfer edebilirsiniz çünkü zaten DV kasetlerin kapasitesinin tam HD kaydetmeye yetmemesi sebebi ile HDCAM kasedine değil, kendi sayısal ortamına yine bilgisayarlarımızda kullanabileceğimiz sayısal formatta kayıt yapar ve bize o dosyayı transfer etmek kalır. Bu dosya genelde mp4 formatıdır ve sıkıştırmalıdır.Bu sıkıştırma seyrettiğimiz sırada farkedebileceğimiz bir sıkıştırma değildir. Sadece kompozisyon (compositing) yazılımlarına girip üstüste bir kaç efekt ve filtreden geçtiğinde bozulmalara sebep olabilecek kadardır. Bu tür kameralarda (sony ex1 HD XDCAM gibi) video yakalama donanımına ihtiyacınız yoktur ama yinede sisteminizde saniyede 200 mb ve üstü görüntü oynatma kapasitenizin yani bir RAID ünitenizin olması zorunludur. Burada video kart sadece bilgisayarınız ile kamera arasındaki sayısallaştırma ve bilgisayara kaydetme sürecinde değil, donanımsal ivme dediğimiz, video görüntülerinin bişgisayarınızın işlemcisi veya ekran kartı tarafından değil, video yakalama kartı tarafından gösteriminin üstlenmesi söz konusudur. Yani video kartınız olmazsa yine bu FULL HD görüntüleri oynatamazsınız. işlemciniz saniyde 250 mb dosya okumak ile meşgulken bir de okuduğu dosyanın video olması sebebi ile akıcı şekilde oynatımını üstlenemez, üstlenebilecek kadar hızlı olsa bile bu sistemin profesyonel sistemlerdeki gibi uzun süre stabil çalışma garantisi yoktur.

Ben bu bilgilerden bazılarını bildiğini ve bir şekilde bu konuda belli bir sebviyede bilgi sahibi olduğunu varsaysam da bu konuda hiç bilgisi olmayan arkadaşlar için bu kadar detaylı açıkama gereği gördüm. umarım herkes için iyi bir referans niteliğindedir.

Senin soruna gelince, 1080P kameran oldğunu varsayarsak, saydığım sebeplerden aja kona kartını veya blackmagid-design:Declink video kartını satın alabilirsin. aja 1000 avro seviyesindeydi sanırım ama declink daha ucuz. Declink in şöyle bir avantajı vr, üzerinde HDMI portu var. yani full HD yaptığın montajın oynatımını bilgisayar ekranı küçük olduğu için port üzerinden bir plazmaya veya LCD tv ye vereibliyorsun. Aja kona da bu yok, ancak pahalı bir convertor satın alarak bu fonksiyonu yerine getiriyorsun. bu konuda declink üstün muhakkak.

Daha önce saydığım sebeplerden dolayı ileride tam hd çalışacaksan mutlaka bir raid ünitesi oluşturmalısın ve lütfen kasanın içine koyacağın sata disklere ve onların vaadettiği hızlara güvenme. her ne kadar fiatları yüksek olsalarda harici raid harddisk kutuları içlerinde hata koruma, şok koruma, elektriksel arızaları azgari seviyede tutma gibi koruma fonksiynları olduğundan her zaman daha iyi sonuç veriyorlar. Bilgisayarına içeriside sata raid özelliği bulunan çıkışlar olsa bile harici SATA kontrolcüsü satın al (highpoint gibi markalar olabilir) ve 4 tane 1tb lık (örnek olarak veriyorum daha düşük ve yüksek de olabilir) aynı marka aynı model sabit diskini bu kutu içerisinde raid e ve kontrol kartı ile bilgisayara bağla. video kaydını hep bu diske yap, proje dosyalarıın sistem diskine kaydet ki bu diski sadece ideo için kullanmış olasın. Bu arada kullandığın yazılımın en on versiyonunun alacağın video kartını destekleyip desteklemediğini kontrol et. (ben finalcut ile declink kartı arasında kısa süreli bir problem yaşamıştım güncelleme duyurulana kadar) Bunlar dışında diğer kart seçeneklerinden hangisi bütçene uygunsa onu satın al. ALdığın video kartı ile RAID ünitesinde fiziksel bir bağ yoktur. RAID sistemin bir diski olarak görünür ve sen de seçtiğin video düzenleme yazılımına strach disk olarka bu diski tanıtırrın. Başarılar.

Öncelikle bu kadar zaman ayırıp benim (ve benim durumumda olanların) kulaktan dolma sahip oldukları bilgiler yerine, işin standartlarını anlatarak aydınlattığın için çok içten teşekkür ediyorum. İnan senin burda özetlediğin bilgiyi ben bir haftasonu boyunca araştırdıysam da, maalesef bu derece "öz" bir şekilde biçimlendirememiştim. Diğer arkadaşlar adına konuşamasam da, kendi adıma bu "çalışmanın" gerçekten bir referans olacağı muhakkak.




**) Yazıda okuyup aklıma takılan bir iki yer var. Öncelikle LCD TV´lerin nasıl 50hz (yada 100hz) olabildiklerini tam olarak kavrayamadım. Bildiklerim (ve az önce okuduklarım)´dan taramanın LCD mantığına aykırı olması gerektiğini düşünüyordum, dolayısı ile LCD görüntüleme ekipmanlarında olmadığını, sadece uyum gibi nedenlerle emüle ettiklerini düşünürdüm - zannedersem fena halde yanılmışım?




**) Hazır mevzu açılmışken, daha önceleri hazırladığım 20 dakikalık tanıtım VCD´sinden aklımda kalan bir soruyu sormak istiyorum. VCD´nin görüntüleme ortamı tüplü TV, dolayısı ile interlaced çıktı gerekiyor (şeklinde mantık yürütmüştüm) ve çıktıyı o şekilde almıştım. Birkaç deneme sonra titreme olamadan başarılı bir sonuca ulaştım ancak şimdi ne ayar yaptığımı hatırlamıyorum (2 yıl oldu maalesef).

Sorun şu ki, eğer medyayı TV´ye göre hazırlıyorsak, önce hangi fieldları belirtmeliyiz, odd yada even? İkinci olarak aynı çalışmayı farklı yerlerde kullanmamız gerekebiliyor. Aynı klibi ben TV´ye gönderirken interlaced, veya bilgisayarda görüntülenecekken progressive render almammı gerekiyor? Eğer durum böyleyse, çalışmaya başlarken oluşturduğumuz ortam ayarları (interlaced - progressive v.s.) sayesinde bu zaten anlamsız olmayacakmı?

Yada, genel olarak tüm ortamlarda genel olarak "kabul edilebilir" bir ayar mevcutmudur, mesela "yaygın olarak interlaced, even fields önce, şeklinde çalış" gibi bir durum?



**) İşlerin donanımsal boyutunun profesyonel/yarı profesyonel stüdyolarda nasıl olduğunu detaylı biçimde anlatmışsın - bu kafamda bir şablon oluşturması bakımından çok işime yaradı, bunun için ayrıca teşekkür ederim. Şimdilik buna benzer bir raid ortamı hazırlamanın bizim için lüks olacağını düşünüyorum, hatta biraz daha gerçekçi bakınca, aslında uzun bir süre boyunca benim HD ile pek bir bağlantımın olacağını da zannetmiyorum.

Zaten benim ilk baştaki amacım, "eğer uygun olursa ilerisi içinde 1080p kayıt yapabilen bir kart alalım" şeklinde idi. Ancak şimdi senin açıklamalarından bunun sadece kartta bitmeyeceği, veriyolu sıkıntısı nedeniyle bunun için bir raid sistemi kurulu olması gerektiğini de anlıyorum.

İleride, HD oynatabilecek ürünler bugünkü DVD´nin yerini alınca, sanırım bizim gibi yerel stüdyolar o zaman buna ihtiyaç duyacaktır.

Ancak şimdilik buna ihtiyaç duymasamda, yinede merak ettiğim bir konu var. Yazıda "1920x1080" çözünürlükteki HD yayını sıkıştırmasız aktarmak için 250mb/s şeklinde çok yüksek bir orana ulaşmamız gerektiğini belirtmişsiniz. Zaten bunun sonucu olarak da raid sistemlerinin gerekliliğini belirtmişsiniz. Dolayısı ile görüntü bir biçimde sıkıştırmasız aktarılsa bile, üzerinde edit yapabilmek için yine böyle bir sisteme ihtiyacımız olacaktır?

Benim burda anlamadığım, aktarım hızı düşük olsa bile, kaydın aktarımında ve edit yapılırken işlemlerin neden "daha yavaş" biçimde yapılamadığı?

Yani, veri gönderen taraf bunu sayısal veri olarak gönderiyorsa, aktarım hızını da belirlemiyormudur?




Sorularım acemi ise kusuruma bakılmasın, zaten sorduklarım olaya ne kadar doğru veya yanlış baktığımı da gösteriyordur herhalde.

Amacım yarın öbürgün patronun "yaktım seni osmaaan" naraları atarak peşime düşmesini engellemek olduğundan, şimdiden olabildiğince düzgün bir temel kurmak istiyorum.

"ulan osman oynatamıyor adamlar, rezil olduk" yerine "eh işte kedi olalı bi fare tuttun" duymak daha bir rahatlatıcı.


Herkese kolay gelsin, tekrar teşekkürler.

**) Yazıda okuyup aklıma takılan bir iki yer var. Öncelikle LCD TV´lerin nasıl 50hz (yada 100hz) olabildiklerini tam olarak kavrayamadım. Bildiklerim (ve az önce okuduklarım)´dan taramanın LCD mantığına aykırı olması gerektiğini düşünüyordum, dolayısı ile LCD görüntüleme ekipmanlarında olmadığını, sadece uyum gibi nedenlerle emüle ettiklerini düşünürdüm - zannedersem fena halde yanılmışım?


CEvap: Tarama sistemi: progressive - sürekli (p) veya interlaced - taraklı (i). Sürekli taramada görüntü karesi tek seferde ekrana yansıtılmaktadır. Taraklı (field lı) taramada ise önce görüntünün tek numaralı satırları ekrana yansıtılmakta, arkasından çift numaralı satırları yansıtılmaktadır. Böylece bir poz 2 turda oluşturulmaktadır. Klasik TV yayınları taraklıdır. Alanlar taraklı (field lı) sistemlerde kullanılmaktadır. Bir kare iki alandan meydana gelir. Tek satırlar bir alanı, çift satırlar bir başka alanı meydana getirir. Türkiye´de de halen kullanılan eski PAL sistemlerde saniyede 25 kare geçer. Yani saniyede 50 alan taraması yapılır. 720p60 formatı 1280 × 720 pikseldir ve saniyede 60 kare (60 Hz) kaydeder. 1080i50 formatı 1920 × 1080 piksels saniyede 50 alan kaydeder (field satırları). Bazen akan alanlar (kareler) yarım-kare olarak adlandırılır, Çünkü geçici olarak fieldlardan biri kaydırılır. TÜm bu işlemler daha önce de belirttiğim gibi eski tip analog TV ler baz alınarak düzenlenmiştir ve TV ler içerisinde bulunan katod tüplü sistem bu satır ve alanları oluşturmak için kullanılır. Katot tüpü taşıyan klasik ekranlarda, elektron tabancası görüntüyü soldan sağa satırlar halinde ekrana bombardıman eder. Bir satır bitince alta geçer. Böylelikle saniyenin kısa bir aralığında görüntü oluşur. İnsan gözünde rahatsızlık verici bir durum olmaması için bunun katot ekranlar için saniyede 100, LCDler için 60 Hz olması yeterli.CRT denmesinin sebebi de Catod Ray Tube olmasıdır ve her ne kadar LCD ve plazma TV ler gelişse de digital CRT sistemlerinin görüntü kalitesine yaklaşamadılar. Field algılama kısmında da aynen senin söylediğin gibi bir emülasyon durumu vardır ve bu emülasyon plazmalarda daha başarılıdır. Özellikle akan alt yazılarda bu durum daha net anlaşılmaktadır. LCD lerde tırtıklanma gibi bir görüntü veren akan alt yazılar plazma TV lerde nispeten daha az sorunludur. (çok hafif ghosting dedikleri hareketin arkasından iz bırakma durumu söz konusudur) LCD lerde de ekran tazeleme hızı Hz ile ifade ediliyor. 60 ve üzeri ekran tazeleme hızlarında TV yayın çözücüsinden gelen sinyaller LCD de saniyede 25 kare olarak sorunsuz gösterilebiliyor ama satır olarak taranması esasına dayalı field lı videolar aynen field ları ile birlikte bu yüzden gösteriliyorlar. 100 hz lcd lerde ve plazmalarda ise çok daha fazla örnekleme yapıldığı için bu fark neredeyse yok denecek kadar az. Tavsiem 100 hz bu konuda.

**) Hazır mevzu açılmışken, daha önceleri hazırladığım 20 dakikalık tanıtım VCD´sinden aklımda kalan bir soruyu sormak istiyorum. VCD´nin görüntüleme ortamı tüplü TV, dolayısı ile interlaced çıktı gerekiyor (şeklinde mantık yürütmüştüm) ve çıktıyı o şekilde almıştım. Birkaç deneme sonra titreme olamadan başarılı bir sonuca ulaştım ancak şimdi ne ayar yaptığımı hatırlamıyorum (2 yıl oldu maalesef).

Cevap: VCD 352X288 çözünürlüktedir ve field sızdır. Sadece NTSC/PAL/SECAM gibi TV yayın standartlarında ve bu çözünürlükte hazırlanan video dvd lerde field vardır.

TV ye göre iş hazırlama kısmı her zaman sorun olmuştur. Bizim Türkiye de yayın yapan PAL standartlarına göre hazırladığımız projelerde upper fielf (nam-ı diğer even field) kullanmamız gerekiyor. NTSC de ise tam tersi.Bazı durumlarda Bazı avrupa ülkelerine ve amerikaya iş yaparken bu durumda NTSC field order (NTSC nin field sıralaması) dikkate alınmalı. Bilgisayarda gösterecek isen hazırladığın field lı videoyu Canopus Procoder 2 gibi profesyonel video çeviriciler ile dönüştürebilirsin. Bu yazılımların field seçenekleri mevcut. Çıktı fieldsız olacağından veya kendisi field ı olmayan bir video için field üretemeyceinden sana çevirme sıraında kaynağın ne tür field a sahip olduğunu ve çıktının progressive olacağını söyleyebiliyor. bu şekilde az yer tutan, qtime h.264, Mp4 gibi kodekler ile çevirme işlemini yapıp bilgisayar ortamında sorunsuz seyredebilirsin.

"1920x1080" çözünürlükteki HD yayını sıkıştırmasız aktarmak için 250mb/s şeklinde çok yüksek bir orana ulaşmamız gerektiğini belirtmişsiniz. Zaten bunun sonucu olarak da raid sistemlerinin gerekliliğini belirtmişsiniz. Dolayısı ile görüntü bir biçimde sıkıştırmasız aktarılsa bile, üzerinde edit yapabilmek için yine böyle bir sisteme ihtiyacımız olacaktır?

cevap: O mb/saniye oranı diske yazabilmesi için video yakalma kartının ihtiyacı olan disk hızıdır. Üzerinde edit yapmak için yani sadece okutmak için biraz daha az olsa bile sıkıştırmasız olarak çalışacaksan RAID sistemine ihtiyacın var. Çünkü eğer öellikle premiere de Apple prores422 gibi çok düzgün sıkıştırma yapan bir formatta kaydetmemişsen onu okutmak için yine kaydettiğin hızla disklere ihtiyacın var. Saniyede 250 mb lık veri yazılı bir video dosyasının 10 saniyesi 2.5 gb tutmuşsa onu sisteme okutmak için yine 10 saniyede 2.5 gb okuyabilecek diske ihtiyacın var demektir. Sadece kaydederken değil okuturken de böyle bir sisteme (sıkıştırmasız 12-bit kalitede çalışmak isteyeceğini varsayarsak) ihtiyacın olduğunu söyleyebilirim. Bazı video kartları ki içlerinde declink de var, kayıt ederken gerçek zamanlı olarak sıkıştırma tercihii sana bırakır. belki o durumda saniyede 120 mb lık sistem içine kurduğun iki sata raid disk ile kurtarabileceğin hız ile videoyu yazabilirsin ama bunun sıkıştırmalı olduğunu ve üzerinde düzenleme yapmaya başladığında sorunlar yaşayabileceğini yani yarı-profesyonel/amatör bir çözüm olacağını unutma.

Benim burda anlamadığım, aktarım hızı düşük olsa bile, kaydın aktarımında ve edit yapılırken işlemlerin neden "daha yavaş" biçimde yapılamadığı?

Cevap: Aktarım sırasında video kartı görüntüyü çevirdiği gibi diskte sayısallaştırmak ister. Hiç bir video kartının "sen dur ben önce hafızama alayım sonra sen istersen convert edeyim" diyecek teknolojileri yoktur. O sebeple çevirdiği formatı anında 25 kare/saniye yazabilecek hızda disklere ihtiyaç duyar. O yazılan videonun ebadı odur. okurken de aynı hızda okutmayacak mısın? demekki yine "aynı hızda" disklere ihiyacın var.

Yani, veri gönderen taraf bunu sayısal veri olarak gönderiyorsa, aktarım hızını da belirlemiyormudur?

Cevap: Sen anladığım kadarı ile aktarım hızı derken 15 dakikalık bir videonun 15 dakikada aktarılmasından bahsediyorsun.Yoksa aktarım hızı seçmek diye bir terim yok. Saniyede 25 kare okur, 25 kare yazar. Aynı TV programı kaydederken o programın bitmesini beklemek zorunda olmak gibi. DV sayısal bir formattır ama, sayısal olarak saniyede 25 kare okumak ve onu okuduğu sırada firewire port üzeriden sayısallaştırmak zorundadır. Manyetik Band üzerrine kayıt yapan tüm donanımların ortak yönü budur. Bu video orada video dosyası olarak tutulmaz. Linear kayıt dediğimiz video düzenleme sistemleri bu mantıkta çalışırdı. bir videoyu başka bir videoya eklemek istediklerinde iki teybin videolarının başına sararlar ve aynı anda kayda giderler ve efekt ya da geçiş bitene kadar beklerlerdi. Mantık buna benziyor biraz. Benim "aktarım hızı" kelimelerinden anladığım bu.

"ulan osman oynatamıyor adamlar, rezil olduk" yerine "eh işte kedi olalı bi fare tuttun"

cevap: "Ağlamak istiyorum osman, sarıl bana osman" demelerini sağlasan şahne olurdu :)

Anlattıkların çok işime yaradı, Türkiyenin kuzey batısında yeni bir hayran kazandın :D

Teşekkürler.

Verdiğiniz bilgiler için teşekkürler..